İmam Hatip'e Sandal Hocanın ismi Verilmeli!
Demokrat Partinin iktidarı döneminde 1951 yılında Türkiye’de açılması planlanan 7 İmam Hatip Okulundan birinin Maraş’a gelmesini sağlayarak kurucu müdürlüğünü yapan Osman Sandal Hoca’ya, hayatını adadığı eski yerine yapılan İmam Hatip Lisesine Sandal Hoca’nın isminin verilmesi O Muhteşem insana en büyük hediye olmaz mı? Valimiz Sayın Özkandan İstiyoruz Maraş’ın en zorlu günlerinde dini eğitimlerin yasaklı olduğu dönemlerde İslam’a büyük bir hizmet vererek insanların gönlünde taht kuran Osman Sandal Hocaefendi daha sonra İmam Hatip Lisesinin kurulmasında gösterdiği azimle de dikkat çekmişti. Kentin dini ve eğitim hayatında bıraktığı izlerle anılan bugünün, Vehbi Vakkasoğlu, Kenan Seyithanoğlu, İsmet Karaokur, Hüseyin Bahar, Ahmet Taşgetiren, Abdurrahman Dilipak, Abdullah Edip Güvenen gibi ünlü yazar ve din âlimlerinin yetişmesini sağlayan Osman Sandal Hoca’nın İmam Hatip Lisesine ismine isminin verilip verilmeyeceği merak konusu oldu. Geçmişte hem din hem de eğitim hayatında yaptıklarıyla insanların gönüllerinde izler bırakan Osman Sandal Hoca’nın şuan inşaatı devam eden İmam Hatip Lisesine isminin verilmesi, hem kent açısından hem de Sandal Hoca’nın yaptığı hizmetleri yad etmek açısından önemli bir görev olarak adlandırılıyor. Başta Kahramanmaraş Valisi Vahdettin Özkan ve Milli Eğitim Müdürü Mehmet Emin Akkurt’un bu aşamada bir çalışma yapması bekleniyor. İmam Hatiple İsmi Ödeşleşti Osman Sandal Hoca’ın talebelerinden olan Ünlü Yazar Vehbi Vakkasoğlu; ‘bir devrin ve bir şehrin muhteşem öğretmeni Sandal Hoca’ isimli kitabında Osman Sandal Hoca’nın ilk İmam Hatip Lisesini kurarken yaptığı fedakarlıkları şu şekilde ifade etti; “Osman Sandal Hocaefendi’nin kurucu müdürlük yaptığı Maraş İmam Hatip Okulu, istiklal İlkokulu’nun iki sınıfında, 90 öğrencisiyle öğretime başlar. Daha sonra, Maraş Kalesi’nin eteğinde bulunan Yetiştirme Yurdu’nun bir bölümüne taşınır. Nihayet, İmam Hatip Okulu için tahsis edilen arsaya ilk kazma, yine onun duasıyla vurulur. Hocamız kapı kapı gezer; bütün itibarını, saygınlığını kullanarak İmam Hatip’e yardım toplar. Okul inşaatını hep dualar ederek denetler. Çalışan işçilere gayret vermek ve yaptıkları işin önemini anlatabilmek için onları sıkça ziyaret eder, iltifatta bulunur. Bazen, ‘verin şu kazmayı, ben de sevabınıza ortak olayım’ der. Onun bu gayreti, işçileri ve ahaliyi, daha da aşka getirir. Herkes, adeta elinden gelmeyeni de yapmaya sıvanır.” Maraş’a İlk İmam Hatip’i Sandal Hoca Kurdu Maraş’ın ilk İmam Hatip Okulu, 1951’de Demokrat Partinin iktidara gelmesiyle Türkiye’nin 7 bölgesinde kuruldu. 7 okuldan birinin Maraş’a gelmesini sağlayan Osman Sandal Hoca Efendi, İmam Hatip Okulunu önce İstiklal Okulunun iki sınıfında, sonra Yetiştirme Yurdunun bir bölümünde daha sonra ise yer tahsisinin yapılmasıyla yeni binasına kavuşturmuştu. Dualarla temelini attığı ve kendi itibarını ve saygınlığını kullanarak tamamladığı İmam Hatip Okulunda Türkiye’nin önemli din âlimi, yazar ve fikir adamını yetiştirmişti. İsmi İmam Hatip okuluyla özdeşleşen Hafız Osman Sandal Hoca’nın, eski binası yıkılarak yerine 60 derslikli ve 560 kapasiteli Pansiyon Binası ile spor salonu yapılan İmam Hatip Okuluna isminin verilmesinin uygun olacağı kamuoyunca deklare edilmektedir. Bugünün Önemli Fikir Adamlarını O Yetiştirdi Bugünün Türkiye’sinde hala isimleri saygıyla anılan Vehbi Vakkasoğlu, Kenan Seyithanoğlu, İsmet Karaokur, Hüseyin Bahar, Ahmet Taşgetiren, Abdurrahman Dilipak, Abdullah Edip Güvenen gibi ünlü yazar ve din âlimlerinin yetişmesini sağlayan Hafız Osman Sandal Hoca’nın, yeni ünlü yazarlar ve din âlimlerinin yetişeceği İmam Hatip Lisesinde yaşatılmalı. Kentin Geçmişinde İzler Bıraktı Kentin din ve eğitim hayatında silinmez izler bırakan Hafız Osman Sandal Hoca’yla ilgili yazılan sayısız kitap arasında bulan Yazar Vehbi Vakkasoğlu’nun kaleme aldığı ‘Bir Devrin ve Bir Şehrin Muhteşem Öğretmeni Sandal Hoca’ adlı kitabında Sandal Hoca’nın İmam Hatip Okulunun kurulmasındaki fedakârlıklarını şu şekilde anlattı; “Sandal Hoca’nın gayretleri neticeyi verir, bina biter, okul yeni yerine taşınır. İş, öğrenci bulmaya gelmiştir. Bu defa da hocamız kapı kapı gezerek öğrenci bulmaya uğraşır. İnsanlar yeni açılmış olan bu okula öğrenci vermekte tereddüde düşerler. ‘İmam Hatip okulu ne işe yarayacak, mezunları sadece imam hatip mi olacak, yüksekokul imkanı bulabilecekler mi’ diye düşünürler. İşte Hoca’nın Öğrenci Bulma Yöntemi Henüz cevabını bulamamış olan, yığınla soru üşüşür kafalara. Mezunlarına hiçbir maddi gelecek vaat edemeyen bir okul çıkmıştır ortaya. Öğrencilerin çoğu, dindar ve fakir ahaliden, özellikle de daha önce Kur’an eğitimi almış olan gençlerdendir. Köy çocuklarının yanı sıra şehirden, tanınmış aile çocuklarından da kayıt yaptıran olmuştur. Bunlar da bir kısmı ilkokul bile okumamış, tahsil yapmayı hiç düşünmemiş dindar aile çocuklarıdır. Ancak İmam Hatip Okulu açılınca, okumaya karar vermişlerdir. Fakat imam Hatip’i sıfırdan kuran ve ilk müdürü olan Hocamız yılmaz, yorulmaz bir gayretle, biraz da hatır gönül işi olarak iki sınıflık öğrenci tedarik edebilir ve böylece, 1951 yılında Maraş İmam Hatip Okulu 90 öğrencisiyle, ilköğretim yılına başlar. O çok zor şartlarda, hocamız İmam Hatip’e nasıl öğrenci bulmuştu? O dönemlerde, daha adı bile doğru dürüst bilinmezdi İmam Tapi Mekteplerinin… Mezunlarının ne işe yarayacağı belli eğildi. Lise mezunu sayılmazlardı ve gidecekleri bir yüksekokulda yoktu. Dolayısıyla bu okullarda öğrenci bulmak, hiç de kolay bir iş değildi. Ancak Hocamızın etkili yöntemi, bütün bu engelleri aştı ve önce gönüllere girerek, okulun açılması için gereken sayıdaki öğrenciye ulaştı. Fakat bu başarı hiç de kolay sağlanmadı. Rahmetli dayım Zekeriya Bağrıaçık anlatmıştı: ‘İmam Hatip Mektebi açacağız. Oraya hemen talebe lazım’ ben ‘Hocam, biri binden’ dedim. ‘kim’ deyince de okumaya çok yatkın gördüğüm rahmetli İsmet Karaokur’u söyledim. Hocaefendi çok esvindi. İstmet Efendi de İmam Hatip’e yazılmayı kabul etti. Ancak kendini çok iyi yetiştirmiş olmasına rağmen ilkokul mezunu değildi. Onu ilkokul müdürü Nureddin Bey’e götürüp durumu anlattım. İsmet Hoca, bir girmeyle bütün derslerden geçti, diplomasını alıp İmam Hatip’in bir numaralı ilk talebesi oldu. Daha sonra bir çok ilde müftülük ve vaizlik yapan bir hizmet insanı, bir kanaat önderi oldu rahmetli.”