İşçi ve işveren arasındaki ilişkiler daha sağlam temellere dayandırıldı
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 31 Ekim- 1 Kasım tarihlerinde Sağlık Bilimleri Üniversitesi Prof. Dr. Cevdet Erdöl Konferans Salonu'nda düzenlenen 'Türk Devletlerinde Çalışma Hayatı ve Sosyal Koruma Uluslararası Konferansı' açılış programına katıldı.
Kahramanmaraş 1 Kasım-
Konferansta konuşan Bakan Işıkhan, Türk Devletleri Teşkilatı mensubu kardeş ülkelerin çalışma bakanları ile bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Bugün burada, ortak çalışmalarla kardeşliğimizi ve dayanışmamızı güçlendirmek ve yarınları daha güçlü biçimde inşa etmek için bir arada bulunuyoruz. Tarih boyunca ülkelerimiz, tek millet ve farklı devletler olarak sınırları bağımsız olsa da gönülleri her daim birbirine bağlı kalmıştır” ifadelerini kullandı.
Bakan Işıkhan, çalışma barışının ve sosyal güvenliğin, toplumların sürdürülebilir refahının temelini oluşturduğuna vurgu yaparak, “Bu temel aynı zamanda; sosyal adaletin sağlanması ve insana yakışır bir yaşam düzeyinin oluşturulması için de vazgeçilmez bir unsurdur. Huzur ve barışın hakim olduğu adil bir çalışma hayatının inşası, işçi-işveren ilişkilerinin yanı sıra, toplumsal ilişkilerde de güven duygusunun perçinlenmesine katkı sağlamaktadır. Bu hususta; Çalışma Bakanlıklarına önemli görevler düşmektedir. Bilhassa sosyal devlet anlayışının bir gereği olan sosyal güvenliğin, bireyleri yaşam boyu karşılaşabileceği risklere karşı koruyan anayasal bir hak olduğu unutulmamalıdır” diye konuştu.
Emeklilik, sağlık, iş kazası, hastalık ve diğer sosyal risklere karşı vatandaşları güvence altına almanın, devletlerin en önemli sorumluluk alanlarından biri olduğunu söyleyen Işıkhan, “Bu noktada, ülkelerimiz arasında sosyal güvenlik sistemlerinin karşılıklı tanınması, bilgi ve tecrübe paylaşımı büyük önem arz etmektedir. Karşılıklı sosyal güvenlik anlaşmaları ile bu alanda ilk adımlar atılmış, muhtelif heyet ziyaretleri ile eğitim programları düzenlenmiş, sistemlerin taraflarca tanınması sağlanmıştır. Anlaşmalar, her iki tarafın çalışanlarının, hangi ülkede bulunurlarsa bulunsunlar, sosyal güvenlik haklarından tam olarak faydalanabilmelerini sağlamaya yöneliktir. Aynı zamanda, bu anlaşmalar sayesinde iş gücü hareketliliği kolaylaştırılmış, işçi ve işveren arasındaki ilişkiler daha sağlam temellere dayandırılmıştır” ifadelerini kullandı.
Azerbaycan, Kırgız Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile imzalanan sosyal güvenlik anlaşmalarının sayısının önümüzdeki yıllarda artmasını arzu ettiklerini aktaran Bakan Işıkhan, şöyle devam etti: “Özellikle günümüzün küreselleşen dünyasında, iş gücü hareketliliği artmakta ve bireylerin farklı ülkelerde çalışma ve yaşam koşulları her geçen gün daha karmaşık hale gelmektedir. Bu nedenle, Türk dünyası olarak bizler de birbirimizin tecrübelerinden yararlanmalı, sosyal güvenlik ve çalışma barışı konularında ortak projeler geliştirmeliyiz.”
Işıkhan, istihdam konusunun önemine vurgu yaparak, “İstihdam güvenliği, ekonomik kalkınma ve istikrarlı büyüme için kritik bir öneme sahiptir. İş gücü piyasalarının daha verimli hale getirilmesi, özellikle gençlerimizin ve kadınların iş gücüne katılımının artırılması ve mesleki eğitim imkanlarının genişletilmesi, istihdamın artırılması bakımından önemli adımlar olacaktır. Bu çerçevede, ülkelerimiz arasındaki işbirliğini daha da derinleştirmemiz gerektiğine inanıyorum. Kadın, genç ve engelliler gibi özel grupların istihdamında birbirimizin tecrübelerinden daha fazla yararlanmamız gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.
Türkiye’nin halihazırda Türk devletleri ile iş gücü piyasaları, sosyal güvenlik ve ekonomik kalkınma alanlarında güçlü bir işbirliği süreci yürüttüklerini kaydeden Bakan Işıkhan, “Bu işbirlikleri, özellikle ikili anlaşmalar çerçevesinde, iş gücü hareketliliğini düzenleme, emeklilik haklarının korunması ve mesleki eğitim projeleri gibi alanları da kapsadığında; hem ortak çalışma hayatı hedeflerimiz, hem de ikili ilişkilerimiz bakımından çok daha verimli sonuçlar ortaya çıkaracaktır. Aynı zamanda, ortak ekonomik ve ticari ilişkilerimizin genişletilmesi, sadece iş gücü piyasalarımızı güçlendirmekle kalmayıp, tüm Türk dünyasının refahına da önemli katkılar sağlayacaktır” dedi.
Bilgi ve tecrübe paylaşımının kendilerini daha güçlü kılacağına vurgu yapan Işıkhan, “Özellikle genç ve dinamik nüfuslara sahip olmamız ortak geleceğimiz adına dikkate değer bir tablo çizmektedir. Nitekim, son dönemde Türkiye ve Türk dünyasında; genç istihdamı potansiyeli ve teknolojik gelişmeler, çalışma hayatında büyük fırsatlar sunmaktadır. Türkiye'de genç nüfusun neredeyse yarısı 30 yaş altı bireylerden oluşmakta ve 15-29 yaş arası gençler nüfusumuzun dörtte birini oluşturmaktadır. Türkiye’nin 2021-2023 Ulusal Genç İstihdam Stratejisi ve Eylem Planı, eğitim ve istihdam arasındaki bağı güçlendirmeyi, gençlerin gelecekteki mesleklere hazırlanmasını hedeflemektedir. 2024-2028 dönemi için çalıştaylarına Şubat ayında başladığımız Ulusal İstihdam Stratejisi ve diğer eylem planlarımızın, sizlerin de tecrübe ve katkıları ile zenginleşeceğine inanıyoruz” değerlendirmelerinde bulundu.
Bakan Işıkhan, dijital ve yeşil dönüşüm ile sanayi 4.0 gibi konularda gençlerin yeteneklerinin geliştirilmesi üzerine çalışmalar yaptıklarına dikkati çekerek, “Bu doğrultuda, mesleki ve teknik eğitim merkezlerinin sayısı arttırılmakta, gençlerin yeni becerilere sahip olarak iş dünyasına adapte olmaları sağlanmaktadır. Söz konusu demografik avantajın, ülkelerimizin işbirliği içinde, Türk dünyasını gelecek yüzyıllara taşıması hepimizin en büyük idealidir” diye konuştu.