Mahir Ünal'dan 'dijital farkındalık' paylaşımı

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Başkan Yardımcısı, Tanıtım ve Medya Başkanı ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda 'dijital farkındalığa' dikkat çekti.

Mahir ünal paylaşımında: “Bu konu son dönemde sıkça gündeme gelmekte ve film endüstrisine de konu olmakta “Then they took control." (Önce VERİLERİNİZİ aldılar, sonra kontrolü) Bu durum bize geçmişe dair bir şey hatırlatmaktadır.

 

Bu VERİLER çeşitli algoritmalar sayesinde tekrar insan hayatlarını manipüle etmek, dijital tüketime sevk etmek üzere reklam hedeflemesi aracı olarak kullanılmaktadır.

 

Birinci Sanayi Devrimi'nde (1784) insan gücü ve fiziksel beceriler İkinci Sanayi Devrimi'nde (1870) akıl ve bilişsel beceriler, Üçüncü Sanayi Devrimi'nde (1969) ise akıl ve bilgi teknolojileri öne çıktı. Şimdi ise dijital çağın içindeyiz.

 

Kenya'nın kurucu devlet başkanı Jomo Kenyatta "Misyonerler Afrika'ya geldiğinde bizim topraklarımız, onların İncil'leri vardı. ‘Dua edelim’ dediler, gözlerimizi kapattık, açtığımızda bizim İncil'imiz, onların toprakları vardı" diyor.

 

 

Bugün dijital platformlarda bize ücretsiz sunulan hizmetler farkına varmadan bizi ürün haline getirmektedir.

 

Her bir teknoloji şirketi tüm VERİLERİMİZ üzerinden bizim bile farkında olmadığımız özelliklerimizi, alışkanlıklarımızı hatta eşimizle yaptığımız tartışmaları, arama motorları üzerinden tüm ilgi alanlarımızı ellerinde tutuyorlar.

 

Cambridge Analytica örneği VERİ MADENCİLİĞİNİN siyasal iletişim kampanyaları üzerindeki etkisini ortaya koymuştur.

 

ABD ve Fransa’daki seçimlerde Brexit referandumunda birçok parametre ile veya herhangi bir kullanıcının 70’e yakın Facebook beğenisine bakarak yüksek doğruluk oranlarında hangi partiye veya adaya oy vereceği tahmin edilmiştir.

 

Bu yönüyle SİBER DÜNYA, özel hayatın gizliliği, kişisel verilerin korunması, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması anlamında ABD'nin ilk kuruluş yıllarının vahşi batısını aratır niteliktedir, henüz kendi hukuku oluşmamış durumdadır.

 

Cambridge Üniversitesi’nin uluslararası hukuk ve siber uygulamalar alanında yaptığı bir çalışmada ilk kural olarak “ÜLKELERİN EGEMENLİĞİ SİBER DÜNYADA DA GEÇERLİDİR” tespiti yapıldı.

 

Ülkelerin vatandaşları aynı zamanda SİBER AĞLARIN kullanıcıları ve kaçınılmaz olarak her ülke kendi vatandaşlarını hukuk zemininde korumak istiyor.

 

SİBER DÜNYANIN EGEMENLERİ (Google, Facebook, Twitter vb.) buna pek yanaşmak istemese de ülkeler SİBER DÜNYADA da egemenlik haklarını koruyacaklardır. Zaman bize ülkelerin SİBER DÜNYADAKİ tüm aktiviteleri hukuk zeminine taşıyacaklarını gösterecektir.

 

 

Cambridge Üniversitesi’nin çalışması bize aynı zamanda, Kural 10 ve 11’de egemenliğin topraksal doğası, diğer ülkelerin egemenlikleri altındaki topraklarda bulunan siber altyapıya yönelik siber operasyonlara da kısıtlamalar getirmektedir.

 

SİBER EGEMENLİĞİ konuşurken, kaçınılmaz olarak SİBER VATANI da konuşmaya başlayacağız. Geçtiğimiz iki yüzyılda kara, hava, deniz ve uzay sahanlığını konuştuk. Şimdi önümüzde konuşmamız gereken bir SİBER SAHANLIK ve bir SİBER VATAN var.

 

Türkiye olarak Doğu Akdeniz'de "mavi vatan"a ilişkin haklarımızı nasıl koruduysak "SİBER VATAN"A ilişkin haklarımızı da aynı şekilde koruyacak, sosyal ağların kullanıcıları olarak, 55 milyon vatandaşımızın haklarını siber dünyanın egemenlerinin insafına bırakmayacağız.

 

Bu anlamda AB ülkeleri ve ABD, SİBER DÜNYADAKİ gelişmelere karşı yeni siber hukuk çalışmalarını hızlandıran ülkelerdendir. Bu ülkeler, dijital ve sosyal medya platformlarına sorumluluk yükleyerek, denetim, düzenleme ve yaptırımları hukuk normlarına dönüştürmeye başlamışlardır.

 

Amerikan Hukuku platformların tarafsız kalmasını, içeriğe ilişkin herhangi bir müdahalede bulunmamasını, editoryal süreçlerden kaçınmasını kurallaştırmış, “bu kurallara uyan platformlar hukuki, cezai ve idari sorumluluktan kurtulurlar” kaidesini getirmiştir.

 

Avrupa Birliği sosyal ağ sağlayıcıları bilgi toplumunun hizmet sağlayıcıları olarak görmekte ve internet ortamına ilişkin iki kırmızı çizgi koymaktadır.

 

Bunlar dezenformasyonla ve terörle mücadeledir. Platformlarda bu ikisine aykırı içerikler hukuka aykırı görülür, kaldırılmaları istenir. AİHM de nefret söylemi konularında platformların aynı hareket tarzında olmasını buyurmaktadır.

 

Çin’in SİBER EGEMENLİK anlayışı, SİBER EGEMENLİĞE dair katmanlı bir yaklaşımdır.

 

Fiziksel ve teknik temele dair siber dünyanın altyapısının, uygulama ve merkezleriyle birlikte ele alındığı bir şema:

 

 

2019 yılı itibariyle dünyada ekonomik faaliyet gösteren en büyük ilk 30 şirkete bakıldığında Büyük Beşli denen Microsoft, Amazon, Apple, Alphabet (Google) ve Facebook ilk beş sırayı paylaşmaktadır.

 

Bugün Türkiye için çizilecek yol haritası, gelecekte yeni kurulacak dijital/algoritmik düzende, milli ve yerli teknolojilerle, SİBER VATAN’I koruyarak, kendi VERİSİNİ bir hammadde olarak gören buna uygun içerik üreten ve bunu dijital ortama yükleyen bir 'UPLOAD' toplumu mu?

 

Yoksa veri ham maddesinin uluslararası dijital algoritmik düzen tarafından işlendiği ve içeriğe dönüştürülmüş yeni veriyi indiren ve tüketen bağımlı bir 'DOWNLOAD' toplumu mu olacağımızın kararını vermektir.

 

Aksi takdirde bedenleri bizim tarafımızdan yetiştirilen, zihinleri SİBER DÜNYANIN EGEMEN SÖMÜRGECİLERİ tarafından kullanılan nesillerimiz olacaktır.” İfadelerine yer verdi.

Bakmadan Geçme