Millî Savunma Bakanlığında 18 Mart Şehitler Günü dolayısıyla tören düzenlendi
18 Mart Şehitler Günü dolayısıyla Millî Savunma Bakanlığında tören düzenlendi. Şehit ailelerimizin de yer aldığı törene Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu ve Bakan Yardımcıları Şuay Alpay, Alpaslan Kavaklıoğlu ve Celal Sami Tüfekci ile katıldı.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törende, şehit babası Derde Öztürkmen şehit aileleri adına konuşma yaptı. Törende ayrıca Millî Savunma Bakanlığı Mehteran Birliği ile Armoni Mızıkası tarafından çalınan birbirinden güzel türküler ve marşlar, değerli sanatçılar Dünya Tekin ve Zafer Albayrak tarafından seslendirildi.
Görsel Yapım Merkezi ve Foto Film Komutanlığı tarafından 18 Mart Şehitler Günü dolayısıyla hazırlanan video klip davetlilerden büyük beğeni aldı.
Çanakkale Zaferi Millî Mücadelenin öncüsü niteliğindedir
Törende konuşma yapan Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler de konuşmasının başında şehit ailelerini selamlayarak şunları söyledi: “Bu anlamlı gün vesileyle, her karışı şehit kanıyla sulanmış mukaddes vatan topraklarının savunulması uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmetle, kahraman gazilerimizi minnetle yâd ediyor, şehitlerimizin ve kahraman gazilerimizin fedakâr ailelerine sizlerin şahsında saygılarımı sunuyor, selamlarımı gönderiyorum.
Bugün kahraman şehitlerimizi rahmet ve minnetle anarken aynı zamanda 109 yıl önce kazanılan Çanakkale Deniz Zaferi’nin de haklı gururunu bir kez daha yaşıyoruz. Şanlı tarihimizin en büyük ve en parlak zaferlerinden biri olan Çanakkale Zaferi, Millî Mücadele’nin de öncüsü niteliğindedir. Aziz vatanımızın her bir köşesinden gelen kahraman Mehmetçiğin vatan savunması için omuz omuza savaşarak kazandığı bu zafer, millî birliğimizi pekiştirirken işgale girişenlerin heveslerini de kursağında bırakmıştır.
Nitekim Kahraman Türk ordusu Çanakkale’de, işgalcilerin üstün muharebe gücü ve teknolojisi karşısında iman dolu göğsünü siper etmiş, canı pahasına Çanakkale’yi geçilmez kılmıştır. Bayrak şairimiz Arif Nihat Asya;
“Şehitler tepesi boş değil,
Toprağını kahramanlar bekliyor!
Ve bir bayrak dalgalanmak için;
Rüzgâr bekliyor!”
Mısralarında da dile getirdiği gibi asil milletimizin istiklaline sevdalı nice yiğit ve kahraman evladı;
- Toprağını düşmanlarına çiğnetmemek, al bayrağını yere düşürmemek için büyük bir aşkla vatan savunmasına koşmuş,
- Şehitler tepesini boş bırakmayarak Türk’ün savaşma yeteneğini, cesaretini, işgal ve esarete asla boyun eğmeyeceğini tüm dünyaya bir kez daha göstermiştir.
Şüphesiz ki bu topraklarda millî ve manevi değerlerimizi korumak uğruna ortaya konulan kahramanlık ve fedakârlıklar, asil milletimizin gönlünde ve hafızasında sonsuza kadar yaşayacaktır. Bu vesileyle Çanakkale’yi Türk tarihine altın harflerle yazdıran başta Anafartalar kahramanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Cevat Çobanlı’yı, Selahattin Adil Bey’i, Yüzbaşı Hafız Nazmi Bey’i, Ezineli Yahya Çavuş’u, Seyit Onbaşı’yı ve ismini sayamadığımız vatanın dört bir yanından cepheye koşarak üzerinde yaşadığımız toprakları vatan yapan nice manevi mimarı rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyorum.
TSK, birbirinden kritik görevleri aynı anda yerine getiriyor
Cumhuriyetimizin ikinci asrına başladığımız bu tarihî dönemde, Çanakkale’de ortaya konan mücadele ruhundan aldığımız ilhamla ülkemizi daha güçlü ve aydınlık yarınlara ulaştırma hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Tüm dünyada gerginliklerin tırmandığı, çatışmaların arttığı bir süreçte Türkiye olarak Karadeniz’den Afrika’ya, Orta Doğu’dan Kafkaslara kadar barış ve istikrarın hâkim olması için yoğun gayret sarf ediyoruz.
Bu dönemde ülkemiz, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yürütülen çok yönlü diplomasiyle küresel barış ve istikrarın sağlanmasında etkin bir aktör olmuş, müzakere masalarının ve dünya güvenlik mimarisinin vazgeçilmez bir üyesi haline gelmiştir. Ülkemizin böylesine önemli misyonlar üstlendiği bu süreçte Türk Silahlı Kuvvetlerimiz de son bir asrın en yoğun, en etkili faaliyetlerini icra ederek birbirinden kritik görevleri aynı anda yerine getirmektedir.
Nitekim kahraman ordumuz, bir yandan hudutlarımızın güvenliğini sağlarken aynı zamanda yurt içinde ve sınır ötesinde de terörle mücadelede büyük başarılar kazanıyor, şanlı tarihine yaraşır destanlar yazıyor. Geçmişte yürütülen ‘sınırlı hedefli ve süreli’ operasyonların yerine bugün, terör tehdidinin kaynağında yok edilmesi stratejisi ile ‘sürekli ve kapsamlı’ operasyonlar gerçekleştirerek terör örgütlerine büyük darbeler vuruyoruz.
Şu anda oralarda olmasaydık örgütün ülkemize ve milletimize yönelik saldırıları, yurt içinde daha önceden olduğu gibi devam edecek ve mevcut istikrar ortamı sağlanamayacaktı. Kimsenin şüphesi olmasın ki huzur ve güvenliğimiz için terörle mücadelemiz azim ve kararlılıkla devam edecektir.
KKTC’nin meşru çıkarlarını desteklemeye devam edeceğiz
Terörle mücadelemizle eş zamanlı olarak mavi ve gök vatanımızdaki hak ve menfaatlerimizi de kararlılıkla koruyoruz. Bu çerçevede millî meselemiz olan Kıbrıs’ta, Garanti ve İttifak Antlaşmaları kapsamında faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bu vesileyle bir kez daha belirtmek isterim ki Kıbrıslı kardeşlerimizin kazanılmış hakları olan egemen eşitlikleri ve eşit uluslararası statülerinin teyidi, bizim için olmazsa olmazdır. Muhataplarımızı artık miadı dolmuş, statükocu ve provokatif söylemleri bir kenara bırakmaya, bunun yerine tarihî ve mevcut gerçeklere uygun, makul ve mantıklı bir şekilde çözüme yönelmeye davet ediyoruz.
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da güvenlik, barış ve istikrar için Ada’da bulunmaya ve kardeş Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin meşru çıkarlarını her koşulda desteklemeye devam edeceğiz.
Diğer yandan komşumuz Yunanistan ile Atina Bildirgesi çerçevesinde iyi komşuluk ilişkileri, diyalog ve pozitif gündemle süreci devam ettirmeyi hedefliyoruz. Ancak, barışçıl bir çözüm için çaba gösterirken millî hak ve menfaatlerimizden asla taviz vermeyeceğimiz de bilinmelidir. Bu yüzden yapıcı bir tutum sergilenmesinin önemli olduğunu, sürece zarar verebilecek söylemlerden uzak durulmasının gerekliliğini ifade ediyoruz.
Aynı şekilde Kafkasya’daki güvenlik ortamının korunması, istikrarın sürdürülmesi ve bölgenin gelişmesine katkı sağlayacak projelerin bir an önce hayata geçirilmesini öncelikli görüyoruz. Bu anlayışla her koşulda bir ve beraber olduğumuz can gardaşımız Azerbaycan’ı ‘iki devlet, tek millet’ anlayışıyla desteklemeye devam edeceğiz.
Akdeniz’deki faaliyetlerimiz de çok yoğun ve çok yönlü bir şekilde devam ediyor. Akdeniz’de en uzun sahil şeridine sahip ülke olarak deniz yetki alanlarında, eşit egemen hakların korunması ve doğal zenginliklerin adil paylaşımı yönünde ilkeli bir tutum sergiliyoruz. Diğer yandan Akdeniz’deki komşumuz Libya ile imzaladığımız antlaşma ile bölgede önemli inisiyatifler üstlendik, üstleniyoruz.
Gazze halkının ihtiyaçları için her türlü desteği veriyoruz
Son dönemde Mısır ile olan ilişkilerimiz de yeniden bir ivme kazandı ve gelişim kaydediyor. Diğer yandan Gazze’deki İsrail saldırganlığı ve katliamının son bulması için Sayın Cumhurbaşkanımızın gayretleriyle aktif bir şekilde girişimlerimiz sürüyor. Gazze halkının acil tıbbi, gıda ve diğer insani ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik başta hava ulaştırması olmak üzere gereken her türlü desteği veriyoruz.
Son dönemde etkin olduğumuz sahalardan biri de dost ve kardeş ülke Somali’dir. Bölgede devam eden askerî eğitim, yardım ve danışmanlık faaliyetlerimize ilave olarak yakın bir zamanda Somali ile imzaladığımız askerî iş birliği anlaşmasının da bölgenin güvenlik ve istikrarına yönelik değerli bir adım olduğunu belirtmek isterim.
Tüm bunlarla beraber gönül coğrafyamızdaki ülkelerden Katar’da, Kosova’da, Bosna Hersek’te ve daha birçok bölgede güvenlik, huzur ve barışın tesisine önemli katkılar sağlıyoruz. Öte yandan Ukrayna’da ikinci yılı geride kalan ve büyük bir yıkıcı etki oluşturan savaşın sonlandırılması için Türkiye olarak en başından itibaren devam eden çok yönlü çabalarımıza, aynı kararlılıkla devam ediyoruz.
Yine bu süreçte Karadeniz’de gerginliği azaltan ve dengeyi sağlayan Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni dikkatle, sorumlu, tarafsız ve tavizsiz bir biçimde uyguladık, bundan sonra da bu tutumumuzu kararlılıkla sürdüreceğiz.
Cennet vatanımızdaki varlığımızın en büyük teminatı TSK’dır
Birbirinden kritik böylesine önemli görevleri icra edebilmemizde başta aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimiz olmak üzere Türk Silahlı Kuvvetlerinin seçkin personelinin fedakârlığı, şüphesiz belirleyici etken olmuştur. Bu kapsamda özellikle belirtmeliyim ki asırlardır var olduğumuz cennet vatanımızdaki varlığımızın en büyük teminatı, Türk Silahlı Kuvvetleridir.
Tarih ve coğrafya çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır ki güçlü bir orduya sahip olmayan ülkelerin dünyada söz sahibi olabilmeleri mümkün değildir. Dolayısıyla kahraman ordumuzun, personel ve donanımı başta olmak üzere her açıdan gücünün pekiştirilmesi hayati önemdedir.
Bu doğrultuda her geçen gün yenilerini envanterimize kazandırdığımız yerli ve millî savunma sanayi ürünleriyle, şanlı ordumuzun imkân ve kabiliyetlerini daha üst seviyelere çıkartıyoruz. Nitekim sadece son iki ayda, birbirinden değerli kara-deniz ve hava platformlarını, ordumuzun hizmetine dâhil ettik. Bunlar arasında ülkemizin göz bebeği, asil milletimizin gururu olan yerli ve millî muharip uçağımız KAAN, 21 Şubat’ta ilk uçuşunu başarıyla gerçekleştirdi. Bu uçuşla birlikte ülkemiz, kendine ait 5’inci nesil savaş uçağını tasarlayıp üretebilen dünyanın sayılı ülkelerinden biri olarak savunma sanayinde sınıf atlarken daha büyük hedeflere yürümemizin yolu da açılmış oldu.
Bu faaliyetlerimizin yanı sıra ordumuzun gücünü daima diri tutmak, personelimizin niteliklerini artırmak ve daha da geliştirmek maksadıyla eğitim ve tatbikatları da kesintisiz sürdürüyoruz.
Daha güçlü bir Türkiye için gayret göstermeye devam edeceğiz
Türkiye; köklü tarihi ve devlet geleneği, stratejik konumu, büyük ve güçlü ordusu, her alanda sahip olduğu imkân ve yeteneklerle bölgesinde ve dünyada söz sahibi ülkelerden biridir. Özellikle son yıllarda, Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonu sayesinde çok daha gelişmiş; çok daha güçlü ve gıpta edilen bir ülke konumuna ulaştık. Ülkemizin şu ana kadar, her alanda elde ettiği bu başarıların korunması ve daha yüksek seviyelere çıkarılması temel önceliğimizdir.
Millî Savunma Bakanlığı olarak bizler de “Türkiye Yüzyılı” hedeflerimiz doğrultusunda daha büyük, daha güçlü bir Türkiye ve Türk Silahlı Kuvvetleri için gayret göstermeye devam edeceğiz.
Bir kez daha ifade etmek isterim ki, başarıya ulaşma yolunda en büyük ilham kaynağımız, vatanı ve milleti için canını seve seve feda eden aziz şehitlerimiz ve bu uğurda gazilik mertebesine ulaşan kahraman gazilerimizdir.
Asil milletimizin, söz konusu vatanı olduğunda her şeyden geçmeyi göze alabilen cesur ve yiğit evlatları var oldukça mukaddes vatanımız, ebediyen Türk yurdu olarak kalacaktır.
Sizler, üstüne titrediğiniz sevdiklerinizi, kutsal değerlerimiz uğruna feda ettiniz. Yeriniz, başımızın üzerindedir.
Ana, babasından, evladından, kardeşinden, eşinden ve sevdiğinden ayrılmanın acısını en derinden sizler yaşıyorsunuz. Emsalsiz fedakârlıklarınız için Türk Silahlı Kuvvetleri ve milletimiz sizlere minnettardır. Çok iyi biliyoruz ki aziz şehitlerimizin ve siz değerli ailelerinin hakkını hiçbir zaman ödeyemeyiz. Ancak bizler, büyük bir aile olarak acılarınızı paylaşmak ve gözyaşlarınızı dindirmek için daima yanınızda olacak; sizleri asla yalnız bırakmayacağız. Şehitlerimizin aziz hatıralarını kalbimizde yaşatacak, fedakârlıklarını daima şükran ve minnetle yâd edeceğiz.
Bu vesileyle;
- Mete Han’dan Sultan Alparslan’a, Fatih Sultan Mehmet’ten Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve bugüne kadarki tüm devlet büyüklerimizi ve komutanlarımızı saygıyla anıyorum.
- Aziz şehitlerimizi ve ebediyete irtihal eden kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyor,
- Gazilerimize, şehit ve gazilerimizin kıymetli ailelerine saygı ve şükranlarımı sunuyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle gerek törenin düzenlenmesinde gerekse sahne gösterisinin icrasında başta Millî Savunma Bakanlığı Armoni Mızıkamız ve Mehteran Birliğimiz ile değerli sanatçılarımız Dünya Tekin ve Zafer Albayrak ve Buğra Kutbay olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”