Rıdvan Hoca Vakfında Kurtuluş, Şehadet ve Şahitlik anlatıldı!

Rıdvan Hoca Vakfı'nın 15 günde bir düzenlemiş olduğu eğitim seminerlerinin bu haftaki konuğu 'Kurtuluş, Şehadet ve Şahitlik' başlığıyla Müderris Abdulbaki Çağatay oldu.

Rıdvan Hoca Vakfında Kurtuluş, Şehadet ve Şahitlik anlatıldı!
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Kahramanmaraş'ın kurtuluşunun 100. Yılı münasebetiyle "Kurtuluş, Şehadet ve Şahitlik" başlığı çerçevesinde Çağatay şunları ifade etti: “Şehit olmak Allah'ın emri değil ama "Şahit" olmak Allah'ın emridir. Allah Kuran'da Şehit olun demiyor ama şahit olun diyor.

 

1-Direneceğiz

 

2-Kurtuluşa iman edeceğiz

 

3-Dışa bağlı iç güçleri deşifre edeceğiz, ifşa edeceğiz ve onların tuzaklarına düşmeyeceğiz.

 

Kurtuluş böyle geliyor. Aslında İslam coğrafyasının ebedi sorunu; Kur'an'ı Kerim bu sorunu gündeme getiriyor ve parmak basıyor. Maide Suresi 41.Ayet: Maide 41.Ayet: Ey peygamber; ağızlarıyla inandık dedikleri halde kalbleriyle inanmayanlardan, yahudi olanlardan, yalan kulak verenler ve sana gelmeyen başka bir kavmin sözünü dnleyenlerden küfre koşanlar, sen, üzmesin. Sözlerin yerlerini değiştirirler de; size bu verilirse alın, verilmezse kaçının, derler. Allah, kimin de fitneye düşmesini isterse; onun için senin Allah´a karşı hiçbir şeye gücün yetmez. İşte onlar; Allah´ın kalblerini temizlemek istemediği kimselerdir. Dünyada rüsvaylık, onlaradır. Ve onlar için ahirette, büyük bir azab vardır."

 

Allahu Teala bazı insanlardan bahsediyor o insanlar mescidlerde, medreselerde ve camilerde fakat onlar başka bir uygarlık için orada bulunuyorlar, başka bir kavim için orada bulunuyorlar ve başkaları için sizin yanınızda bulunuyorlar fakat başka işlere çalışıyorlar. Ey İslam ümmeti siz bu sorunu çözmeden kurtulaşa, barışa adım atamazsınız. Siz bu problemi çözmezseniz kendi topraklarınızı gerçek manada tahrihe, özgürlüğe, kavuşturamazsınız. Peygamber Efendimiz vefat etmeden önce veda haccında bize şu ifadeleri vermiştir. Şeytan size gerçek kimliğini göstererek sizinle savaşmayı göze alamaz.  Peki ne yapacaktır, duracak mıdır hayır!

 

Sizi birbirinize düşürmek suretiyle sizin aranıza nifak sokmak suretiyle bu mücadelesini sürdürecektir. Tam da bu noktada işte kurtuluşun O 3. Şıkkı var. Bu tip insanları deşifre edebilmek ve bu tuzaklara düşmemek... Maraş'ın dondurmasını meşhur kılan şey Sütçü İmamın sütüdür. Ama tat veren şey Sütçü İmam'ın o dondurmayı şehadet sütüyle karıştırmasıdır. Kıyam ruhu ile karıştırmasıdır. Sütçü İmam nasıl bir kıyam başlatmıştır.

 

Müslüman kadınların çarşafına tesettürüne el atanları gördü ve kurşun sıktı bu eylem Muhammed'i, Nebevi bir eylemdir. Müslümanların başörtüsüne el uzattığı için savaş başlatmıştır. Bu bir savaş nedenidir. Şimdi soru şu: Sütçü İmamın çocukları eğer o çarşafı indirmişlerse Sütçü İmam'ın Maraşta bıraktığı ailesi nesli çocukları o davaya sahip çıkmamışlarsa Fransız Maraş'ı işgal etmiştir. Biz Fransızı Maraş'tan kovduk mu, ya da Çanakkale'ye bakalım. Çanakkale geçilmez, geçilmedi mi acaba? Biz neye karşı durduk, işgale karşı durduk. Biz Fransız modeli Amerika modeli Rusya modeli Çin modeli düşüncelere ideolojilere laik düşüncelere karşı durduk.

 

Ama Çanakkale'yi gectikten sonra bazı kavramlar gördük. Savaş geçildi mi geçilmedi mi bilemiyorum! Bir Peygamber şehit olarak öldürülünce ölmez sünneti ve mesajı kaldırılınca ölür. Rıdvan Hocanın verdiği o mesaj çok önemlidir. Sütçü İmamın ne için o kurşunu sıktığı çok önemlidir. Şehadetin dört kısım olduğunu bilmemiz lazım. Bizim hayalimizdeki şahitlik ve şehitlik mi, Allah'ın sınırlarını çizdiği şahitlik ve şehitlik mi? Şehadet nedir, şehit kimdir? Bu kadar şehit veriyoruz niçin dirilmiyoruz? Şehitler çok, diriler az. Onun için dirilmiyoruz. Şehadet adresinde değil sadece dil de kalıyor bazı şeyler onun için bir dirilişe vesile olamıyor.

 

Kur'an'ı Kerim'de şöyle buyuruyor; Allah yolunda katledilenlere ölü demeyiniz, bilakis onlar diridirler. Siz bilemezsiniz. Onun için diyoruz ki şehadeti güçlü bir şekilde, ilmi bir temelde, zihinde oturtabilmemiz için şu dört kısım önemlidir;  Bu dört kısımdan;

 

1.Kendisiyle İslam'a girdigimiz Kelime i şehadet

 

2-Getirdigimiz bu kelime-i şehadeti yükseltmek için, bunun için savaşıp ve bu kelime uğruna ölümle gelen şehadettir.

 

3-Fiili şehadet sahada olmak meydanda olmak

 

4-Toplumsal barışı ve hukuki adaleti sağlamak ve ayakta tutmak için fıkhi şehadet, fıkıhtaki şehadet

 

Şehadet nedir? Şehadet masada hakkımı söke söke alırım, meydanda çarpışarak alırım yani meydanda olmak hiç bir zaman sahayı terk etmemek. Kudüs bu haldeyken biz neredeyiz? Biz "gayb"olmuşuz. Onun için zayıf düşmüşüz. Peki bu 4 şehadeti kaybeden neyini kaybeder?

 

1. şehadeti kaybeden kişi imanını kaybeder

 

İmanı kaybeden bir kimse aslında herşeyini kaybetmiştir

 

2. şehadeti kaybeden dinini kaybeder

 

3. şehadeti kaybeden canını, vatanını, namusunu ve heybetini kaybeder çünkü sahada yoktur.

 

4. Şehadeti kaybeden Şeriatini adaletini, hukukun üstünlüğü yargının bağımsızlığını kaybeder.

 

Peki, şehit kimmiş? Bu dört şeyini muhafaza eden kişiye şehit deniliyor. Bizim için her ay şehadet ayıdır. Hiç bir gün yok ki içinde şehit vermemiş olalım. Sadece Türkiye'yi düşünmeyin ümmet coğrafyasını düşünün.  Her gün insanlar şehit oluyorlar onun için şehadet ayı olarak ifade edilen şubat ayı. Bize artık bütün aylar şehit ayı olmuştur diyoruz fakat şubat ayının şehadet ayı olarak ifade edilmesi benim için vesile olmuştur. Peygamber efendimiz buyuruyor; Müminin baharı kıştır. Kış mevsimi müminin baharıdır. Kış mevsiminin en soğuk ayı hangisidir? Şubat ayıdır.  Şubat'ın soğunu kendi kanlarıyla ısıtan aziz şehitlerimize Allah rahmet eylesin.

Bakmadan Geçme