Sevmek… Nasıl?

Sevmek… Nasıl?
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Dünyanın bütün ilaçlarını bir araya getirseniz sevgiyle bakan bir gözün, sevgiyle dokunan bir elin şifasını veremeyebilir. Zamanüstü reçetedir sevgi. Görebildiğimiz göremediğimiz birçok şey için “muhteşem” ifadesini bir hayranlık ifadesi olarak kullanırız. Bana sorarsanız, mükemmelliği, muhteşemliği, kusursuzluğu hak eden tek kavram sevgidir. Bir adım daha ileri gidip iddia bile ederim. Çünkü bunu “Güzel’in, güzeli sevmesinden” çıkarırım. Güzel’in sevgisi olmasaydı sevmek bu kadar güzel olmayacaktı. Akılların bir olduğu noktada, her şey kıymetini özünden alıyorsa, sevginin özü bütün kıymetlerin üzerindedir. Peki ya nasıl sevmek? İnsanoğlu kendisine bahşedilen sevme duygusunu neden doya doya yaşayamaz ve hatta bu muhteşemliği zalimliğine gerekçe eder? İnsan sevmeli; alemde ne varsa sevebilmeli. Bunun için ilk ve en önemli adım sevgiye en müstehak yine bir insanla başlamalı. Hatta kendinden başlamalı. Sakın ola bu “kendinden” ifadesi bir kişisel gelişim ya da kuru kuru bir özgürlük ifadesi anlamında bencillik değildir. Kişinin kendini sevmesi, bütün yönleriyle kabulü demektir. Bunu başaramayan zaten başkasını sevemez. İnsana dair kusursuzluk ancak onları görmemekle mümkündür. Yoksa insan varlığı itibari ile kusurludur, eksiktir. Atasözünü bilmeyenimiz yoktur. “Kusursuz dost arayan dostsuz kalır.” İncitmeden, kırmadan, kıymadan sevmeli insan. Bitmeyen bir hazinedir sevgi, alarak değil vererek çoğalır. Ben duygusunu yendikçe açılır kapılar, kapılar açıldıkça sulanır gönül ovaları, ovalar sulandıkça yüzünü güldürür hasat mevsimi. Rıza ile sevmeli insan. Modern zamanların yüklenişi bu kavramı yok etmeye dönük olduğundan sevmelerimiz doyumsuzluk sahasına taşındı. Sürekli almaya, sahip olmaya kilitlenmiş bilinçler ulaşamadığı, alamadığı her şeyi düşman görmeye başladı.  Çünkü kaybetme ve sürekli beklenti duyguları hırçınlığa yol açmaktadır. Sevmek, ölçülebilir bir durum değildir. Bir alışveriş malı gibi pazarlığı ve elle tutulur bedeli olamaz. İnsan fıtrat üzere sever. Hoşgörü, güven, vefa ve muhabbet temellerine dayanır. Bizi her türlü eksiğimizle, yanlışımızla, günahımızla, sevabımızla bir seven olduğunu biliyor muyuz? Hem de bir annenin evladına duyduğu sevgiden katbekat fazlasıyla. Sahi, ben sevilmeye ne kadar layık biriyim? Muhabbetle…

Bakmadan Geçme