SP Kahramanmaraş İl Başkanı Narlı, 31 Mart'ı değerlendirdi!
Saadet Partisi Kahramanmaraş İl Başkanı Mustafa Narlı yaklaşan yerel seçimlerle ilgi bir değerlendirmede bulundu.
VATANDAŞA HİZMET BİRİNCİ ÖNCELİĞİMİZ
Narlı: “Öncelikle 31.03.2019 yerel seçimlerinin Kahramanmaraş’a ve tüm şehirlerimize hayırlı olmasını Cenab-ı Allah’dan dilerim. Her seçim çok önemli ama bu seçim daha da önemli hale geldi aslında. Bu bir yerel belediye seçimi ama hükümetimiz sanki bu genel seçimmiş gibi bir korku içine girdiler. Yahu bu bir belediye seçimi bu telaşınız nedir? Biz belediye başkanı seçeceğiz cumhurbaşkanı seçmeyeceğiz. Cumhurbaşkanı da Maraş’a gelip belediye başkanı olmayacak. Aramızda seçtiğimiz Saadet Partisinin adayı Sayın Mustafa Vahdet SÜRÜCÜ seçilirse başkan o olacak. CHP belediye başkan adayı kardeşimiz Ali ÖZTUNÇ seçilirse başkan o olacak. AKP belediye başkan adayı Hayrettin GÜNGÖR kardeşimiz seçilirse o olacak. Bu bir bayrak yarışıdır, biz inanıyoruz ki bu üç partinin adayları K.Maraş’ı biraz daha ileriye götürmek için mücadele edecekler. Ama biz saadet partisi olarak farklı bir görüşümüz var. Allah nasip ederse K.Maraşlı hemşerilerimiz saadet partimizi tercih edip Sayın Mustafa Vahdet SÜRÜCÜ beyi başkan seçerse bizim ilk işimiz başkanlık koltuğuna oturur oturmaz büyükşehir belediyesi giriş kapısına “RÜŞVET ALANDA VERENDE MELUNDUR” tabelasını astıracağız. Bu sadece büyükşehir belediye girişine değil, kazandığımız tüm ilçe belediye kapı girişlerine bu tabela asılacak ve yetim malına sahip çıkar gibi belediyeye sahip çıkacağız. Önce rüşvet ve yolsuzluk olmayacak, ihale koşturmacılığı olmayacak, yandaşlık ve adam kayırmacılık olmayacak. Belediyede işi olan kardeşlerimiz geldiklerinde işleri acilen takip edilip neticelendirilecek. Belediye de günlerce haftalarca kesinlikle bekletilmeyecek. Biz milli görüşçüyüz; bizim farkımız var, biz kılı kırk yararak hareket eder belediyenin malına yetim malına sahip çıkar gibi sahip çıkacağız. Önce yapacağımız iş Allah ve Resulünün yaptıklarına uygun mu ona bakarız. Yapacağımız her işi bin defa düşünür, bir defa yaparız. Belediyeyi yapboz tahtası haline getirmeyiz. Çünkü yapılan her işten Cenab-ı Allah bizleri sorumlu tutuyor. Belediyeler hiçbir belediye başkanının arka bahçesi değildir. Biz bir iş yapacağımız zaman bize oy veren veya vermeyen kardeşlerimizin fikir ve görüşlerini alır, halkımızla istişare ederek ortaya bir şeyler koyarız. Ben yaptım oldu mantığını kullanmayız. Ola ki dağdaki çoban bir kardeşimizin güzel bir fikri olur ama biz onu o an düşünmeyi biliriz. Onun için bizim herkesin görüşüne ve düşüncesine açık olmamız lazım. Çünkü milli görüş halkın görüşü ve milletimizin ta kendisidir. Onun için biz Saadet Partisi il teşkilatı olarak sizlerin karşısına öyle adaylarla çıktık ki gerek büyükşehir gerekse il geneli ve ilçe belediye başkan adaylarımız bu konuda çok donanımlı ve tabir-i caiz ise kalbura vurduk kalbur üstü adaylarla K.Maraş halkının huzuruna çıktık.”
SAADET PARTİSİ 1389 SEÇİM BÖLGESİNDE SEÇİMLERE TEK BAŞINA GİRİYOR
Narlı: “Ne yazık ki iktidar tarafından yalan yanlış haberlerle Saadet Partisi CHP,İYİ Parti ve HDP ile ittifak yaptı diye mitinglerde Sayın Cumhurbaşkanımız haykırarak bunu ağız dolusu söylüyor. İster istemez halkın kafası karışıyor. Her şey net, her şey şeffaf biz Saadet Partisi olarak Türkiye’de 1389 seçim bölgesinde seçimlere tek başına giriyor. Biz ittifak yapmış olsak neden bunu halkımızdan gizleyeceğiz. Kaldı ki benim polisime askerime kurşun sıkan bir parti ile yani HDP ile Saadet Partisinin Allah aşkına ne işi olabilir. Şu üç günlük dünyada mevki makam için değer mi? Bunca iftiralarla insanların kafasını karıştırıp, insanları yanlış düşündürmeye ne gerek var. Rabbim bizi yaptığımız ve yapacağımız her işimizde zerre kadar küçükte olsa büyükte olsa bizi hesaba çekmeyecek mi? Onun için söyleyeceğimiz her söze dikkat etmeliyiz. Mevkiler makamlar gelip geçicidir. Geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanımız yine televizyonda 81 milyon insana seslenerek Saadet Partisi İstanbul’da büyükşehir belediye başkan adayı çıkarmadı, İstanbul’da da CHP ye destek veriyor diye açıklama yaptı. Ben yine söylüyorum Saadet Partisi İl Başkanı olarak ve söylediklerimin sonuna kadar arkasındayım. Bu seçimlere ittifak yapmadan giren tek parti Saadet Partisidir. İstanbul büyükşehir belediye başkan adayımız Necdet GÖKÇINAR kardeşimizdir. Biz Türkiye’nin 1389 seçim bölgesinde her yerde varız, halkımızın teveccühüyle rabbimde inşallah nasip ederse geleceğiz.”
KAHRAMANMARAŞ’I SANAYİDE DE MADALYALI ŞEHİR OLACAK
Narlı: “Milli görüş belediyeciliğini yeniden inşa edeceğiz. Çünkü biz Erbakan Hocamızın talebeleriyiz. Bizim liderimiz Türkiye’de ağır sanayi hamlesini ilk başlatan ve bir bir fabrikalarla donatan Erbakan Hocamızın yolundan giden talebeleriz. K.Maraş’ımız nasıl ki Türkiye’de tek madalyalı şehir ise sanayi yönünden de 81 ilde madalyalı şehir haline getireceğiz. Büyükşehir belediye başkanımız sanayi ve ticaret odası başkanımızla istişareler yaparak, mevcut bulunan fabrikalarımızı OSB statüsüne uygun hale getirecek ve yeni arsalar tahsis ederek, alt yapısını yaparak, yeni OSB’ler kurarak K.Maraş’ımızı Türkiye’de sanayinin madalyalı şehri haline getirecek projelere imza atacağız.”
BU İKAZLAR BİR KARDEŞLİK VAZİFESİ OLARAK GÖRÜYORUM
Narlı: “Seçimlere çok az bir zaman kaldı. Ben Maraşlı hemşerilerime diyorum ki; büyükşehirde üç tane adayımız var Sayın Mustafa Vahdet SÜRÜCÜ, Sayın Hayrettin GÜNGÖR, Sayın Ali ÖZTUNÇ kardeşlerimiz ama bizim bir farkımız var. Türkiye’de ekonominin çöktüğü, etrafımızda savaş rüzgârlarının estiği, yarınımızın ne olacağını bilemediğimiz zor günler yaşıyoruz. Seçmen kardeşlerimin bugün düzeldi yarın düzelecek başka alternatif yok AKP’den diyerek Saadet Partisini adeta AKP’den gölgesinde bıraktığını hep birlikte gördük ve birde geriye döndük baktık ki 17 yıl geçmiş ve ülke gerek ekonomi gerek ahlaki yönden ne hale geldiğini gördük. Bugün yüzde 98 Müslüman olan şu güzel ülkede uyuşturucunun okullarda yedi yaşına kadar indiğini hep birlikte yaşıyoruz. Bu ülke bu hale nasıl geldi? Ben bunları Ak Partiyi kötülemek için yazmıyorum. Ortada acı bir gerçek var, onu izah etmeye çalışıyorum, aslında her şey açık ve net sayın kardeşimiz Recep Tayyip ERDOĞAN önce başbakan oldu, sonra cumhurbaşkanı oldu. Ülkeye yaptığı bir takım güzel şeyler var, biz Saadet Partisi olarak yapılan güzel şeylerden dolayı Allah kendisinden razı olsun. Biz bunları inkâr etmiyoruz, ama yapılan çok büyük yanlışlıklar var. Örneğin; dış politikada Irak’da yanlış yapıldı. ABD’nin bir Ortadoğu projesi vardı. Biz Türkiye olarak ABD’nin adeta önünü açtık. Adana İncirlik Üssünü kullandırdık ve 5890 tane sorti gerçekleşti. Amerikan uçakları Irak’ı bombalarken Maraş’ımızın üzerinden uçtular ve o güzel Bağdat’ı, Irak’ı yerle bir ettiler ve Amerikan askerlerini Irak’da anne ve bacılarımızın ırzına geçtiler bizim Türk ordusunun başına çuval geçirdiler ve sebep Türkiye olarak biz olduk. Suriye’de aynı yanlışa düşürüldü. Beşer Esat ile önce dost olduk, sonra da düşman olduk sebep yine ABD ile ilişkilerimiz oldu. Libya’da ona keza; o Kaddafi ki Kıbrıs savaşında Amerika bize dünya genelinde ambargo uyguladığı dönemde Kaddafi çıktı dedi ki; ordum Türk ordusunun emrinde asker ihtiyacınız varsa göndereyim, uçaklarımızın yakıtı yoktu, savaş edemez duruma düşmüştük. Kaddafi uçaklarımızın yakıtını gönderdi biz ne yaptık, Amerika Fransa’yla Libya’ya savaş kararı aldı, biz ne yaptık, Amerika’nın yanında yer aldık. Libya’ya gemi gönderdik ve Kaddafi’yi öldürenlerle beraber olduk, bunları nasıl izah edeceksiniz. Erbakan hocamın derdi neydi, neden D-8’leri kurdu. 1996 yılında iktidara geldiğinde diğer partiler gibi hiçbir kadro değişikliği yapmadı. Hiçbir daire müdürüne sen sağcısın sen solcusun sen Kürtsün sen Türksün diye ayrım yapmadı. Çünkü bu coğrafyada ve bu bayrağın altında yaşayan herkes benim kardeşimdir dedi. Ama bir şey yaptı; D-8’leri kurdu. Çünkü bizim sağcılıkla solculukla kaybedecek zamanımız yoktu. Amerika’nın ve İsrail’in Ortadoğu projesini en iyi bilen tek lider Erbakan Hocamızdı. Neden Sayın Bülent ECEVİT Hoca denmedi, neden Sayın Süleyman DEMİREL’e hoca denmedi, neden Sayın Alparslan TÜRKEŞ’e hoca denmedi, neden Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’a hoca denmedi neden Sayın Necmettin ERBAKAN’a “Erbakan Hoca” dendi. İşte Erbakan hocam hem siyasetçi hem de ilim adamıydı. Siyonizm’in Ortadoğu’daki sinsi planlarını en iyi bilen Erbakan hocamızdı ve hükümet 28 Şubat darbesi ile düşürüldü ve D-8 projesi askıda kaldı. Eğer D-8’leri Ak Parti devam ettirip hayata geçirseydi Ortadoğu bu hale gelmeyecekti. Bugün ne Irak ne Suriye ne Libya savaşa girmeyecekti. Çünkü Amerika Irak, Suriye ve Libya’da savaş kararı aldığında sekiz tane Müslüman ülkeyi karşısında bulacaktı ve ona cesaret edemeyecekti. Bu Müslüman Ülkelerde kan gölüne dönmeyecekti.”
EN BÜYÜK BAŞARIYI SAADET KAZANACAK
Narlı: “Saadet Partisi Türkiye genelinde belediyeleri alacak, sonrada genel seçimlerde başkanlığı alacak, buda siz değerli seçmen kardeşlerimin fazla değil 10 dakika tarafsız düşünülse her şey çözülecek. Avrupa birliğiyle değil İslam birliği ile, faizli ekonomi ile değil faizsiz ekonomi ile biz bunu 1996 yılında 11 aylık dönemde yaptık. İşçi, köylü, esnaf, nakliyatçı herkes bolluk içinde yaşadı ve asgari ücretli ve emeklilerin yüzü o zaman güldü. Bazı şeyler bu ülkede çok çabuk unutuluyor. Biz bunu 11 ayda yaptık, ne dışarıdan borç aldık ne de esnaftan vergi aldık. AK Partili kardeşlerimiz 17 yılda ülkeyi ne hale getirdiler. Sayın Cumhurbaşkanımız önce başbakan sonra cumhurbaşkanı oldu. Şunu bize söyleyebilir mi; ben tek başıma bu ülkeyi yönetmedim, koalisyonla yönettim. Şunları da yapmak istedim ama bana engel oldular deme şansı var mı? Çünkü bu ülkeyi tek başına yönetti. Sadece sizleri 10 dakika tarafsız düşünmeye davet ediyorum. O zaman göreceksiniz ki aklınıza ilk gelen şey Saadet Partisine oy vermek olacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle siz değerli K.Marş’lı hemşerilerimi Allaha emanet ediyorum.”