• Haberler
  • Gündem
  • TBMM Başkanı Kurtulmuş: Kutsal mekanlara yönelik saldırılar asla kabul edilemez

TBMM Başkanı Kurtulmuş: Kutsal mekanlara yönelik saldırılar asla kabul edilemez

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, 'Bugün Müslümanların, cuma namazı kılarken Mescid-i Aksa'ya yapılan saldırıları da bir kez daha şiddetle kınadığımızı ifade etmek isterim. 56 yıldır devam eden işgal, yasa dışı yerleşimcilerin mülk gaspları ve kutsal mekanlara yönelik saldırılar asla kabul edilemez.' dedi.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'deki Yashobhoomi Hindistan Uluslararası Konferans ve Sergi Merkezi’nde düzenlenen G20 Parlamento Başkanları Zirvesi'nin (P20) ikinci oturumuna katıldı.

Meclis Başkanı Kurtulmuş, "Sürdürülebilir Enerji Dönüşümü: Yeşil Geleceğe geçiş kapısı" başlıklı oturumdaki konuşmasında, dünyanın, jeopolitik risklere, siyasi ihtilaflara, askeri çatışmalara, sosyal, diplomatik ve ekonomik sorunlara eklenen, aynı zamanda varoluşsal bir krizle de karşı karşıya olduğunu söyledi. 

Dünyayı yakından tehdit eden üçlü bir krizle karşı karşıya olunduğunu dile getiren Kurtulmuş, bunların iklim değişikliği, çevre kirliliği ve biyoçeşitliliğin kaybı olduğunu aktardı.

Kurtulmuş, insanoğlunun dünyanın bütün nimetlerini ve kaynaklarını sömürme iştahının, esasında bugün karşılaşılan güncel, çevresel sorunların temeli olduğunu söyledi.

Dünya ve evrenin şahsi mülk gibi görülemeyeceğini ifade eden Kurtulmuş, "Dünyayı kendilerine, ahfadına ve efradına vaat edilmiş gibi görenler sadece çevresel bir tükenişi değil, aynı zamanda siyasi, sosyal ve ahlaki bir çöküşü de hazırlamaktadırlar. Kalkınmanın sürdürülebilir kılınabilmesi için sürdürülemez alışkanlıklarımızdan vazgeçmek zorundayız. Tüm insanların eşitliği temelinde evrenin insanlığın ortak evi olduğu düşüncesiyle yeni bir paradigmanın inşası şarttır." dedi. 

Kurtulmuş, iklim değişikliği ile bağlantılı çevresel felaketlerde son yıllarda yaşanan artış dikkate alındığında enerji ihtiyacını gezegeni artık daha fazla yormadan karşılamak gerektiğini söyleyerek, bu çerçevede geleneksel enerji kaynaklarına olan bağımlılığın hızla azaltılması, yenilebilir kaynaklara geçiş sürecinin de süratle geliştirilmesinin şart olduğunu vurguladı. 

Paris Anlaşması'nı onaylayan Türkiye'nin bu anlaşmanın onaylanmasından önce Birleşmiş Milletler 56. Genel Kurulu'nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'nin 2053 net sıfır emisyon hedefini ve yeşil kalkınma devrimini ilan ettiğini hatırlatan Kurtulmuş, yapılan yatırımlar neticesinde toplam elektrik kurulu gücü içerisinde enerjinin payının yüzde 55'e ulaştığını, Türkiye’nin yenilebilir enerjide Avrupa'nın 5'incisi, dünyanın ise 12'nci en büyük kurulu kapasitesine sahip olduğunu belirtti. 

Kurtulmuş, enerji arz güvenliğinin korunmasına ve temiz enerjiye geçişe büyük önem verdiklerinin de altını çizdi. 

Enerjide dönüşüm ve yeşil ekonomi kurulmasında ulusal parlamentolara da büyük sorumluluklar düştüğünü ifade eden Kurtulmuş, bu anlamda parlamentolar ve kurumlar arasında işbirliğine her alanda hazır bulunduklarını söyledi. 

Siviller arasında bir ayrım ve seçiciliği de asla kabul etmiyoruz

Enerji arzı, güvenliği ve çeşitlenmesi gibi konuları konuşulurken elektriği kesilen, her türlü enerji kaynağına erişimi engellenen, tam bir kuşatma altında günlerdir bombardıman altında tutulan Gazze halkının dramına da değinmeden geçemeyeceğini ifade eden Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sivillere karşı yapılan her türlü saldırıyı pek tabii ki kınıyoruz. En açık bir şekilde kınıyoruz. Ancak siviller arasında bir ayrım ve seçiciliği de asla kabul etmiyoruz. Siviller arasında bir hiyerarşi yaratılmasını reddederiz. Bu, ırkçılığın ve ayrımcılığın yeni bir tezahürüdür. Nüfusunun kahir ekseriyetinin sivillerden, yarısı çocuk ve gençlerden oluşan bir yerleşimi hedef gözetmeksizin ağır silahlarla bombardımana tabi tutmak herhalde uluslararası hukukun ağır ve açık bir ihlalidir. Bu saldırıların bir an evvel durdurulması, sivil kayıpların önlenmesi herkesin itidal ve aklı selim ile hareket etmesi yönündeki çağrımızı yineliyoruz. Bu ateşin söndürülmesi amacıyla barış arayışlarına katkı vermeyi de hazır olduğumuzu ilan ediyoruz. 

Sorunun arka planında on yıllardır süren hukuksuz işgal ve buna bağlı politikaların yattığını da bir kere daha teyit ediyoruz. Yurtları, hayatları, gelecek umutları elinden alınan Filistin halkının kutsal mekanları da payimal edilmiştir, onlar da baskı altında tutulmuştur.  

Bugün Müslümanların, cuma namazı kılarken Mescid-i Aksa'ya yapılan saldırıları da bir kez daha şiddetle kınadığımızı ifade etmek isterim. 56 yıldır devam eden işgal, yasa dışı yerleşimcilerin mülk gaspları ve kutsal mekanlara yönelik saldırılar asla kabul edilemez."

TBMM Başkanı Kurtulmuş, İsrail ve Filistin arasında kalıcı ve adil bir barış için 3 konuda adım atılmasının şart olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: "Bunlardan birisinin, 1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan bir Filistin devletinin egemen bir şekilde ve toprak bütünlüğü sağlanmış olarak kurulması. İkincisi, yasa dışı yerleşimcilerin yerleştikleri yasa dışı alanları terk etmeleri ve bu anlanmada da İsrail'in Müslümanların, Hristiyanların ve Yahudilerin kutsal mekanlarına karşı saldırıları durdurmalarıdır.”

Dünya enerji kaynaklarına sahip olan bölgelerden birisinin Akdeniz bölgesi olduğunu belirten Kurtulmuş, Akdeniz bölgesindeki enerji kaynaklarının doğal gaz, petrol başta olmak üzere bunların dünya piyasalarına sağlam ve ucuz bir yolla çıkarılabilmesi için Akdeniz'de barışın sağlanmasının şart olduğunu söyledi. 

Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Akdeniz enerji havzalarının geleceği bakımından bile Orta Doğu'da barış şarttır, Orta Doğu'da barışın sağlanması dünyanın üzerinde hassasiyetle eğilmesi gereken temel konulardan birisidir. Esas itibarıyla, insanlık tarihi bize bir şey öğretiyor. Dünya barışının kapısı Orta Doğu'dur, Orta Doğu kapısının kilidi ise Filistinlilerin haklarını kavuştuğu, barış ve huzur içerisinde bütün din mensuplarının beraberce yaşayabildiği bir Orta Doğu'nun kurulabilmesi için çözüm bulmaktır. 

Aynı şekilde devam eden Rusya-Ukrayna savaşı ise sebep olduğu büyük insani kayıplar, maddi yıkımlar çevreyi bozma yanında küresel ve bölgesel ölçekte büyük bir güvenlik ve istikrar riski taşıması bakımından da acilen ateşkesin sağlanması gereken bir başka alandır. Bu vesileyle, devam eden bu savaşların bir an evvel söndürülmesi için uluslararası camiaya bir kere daha barış çağrılarımızı tekrarlıyoruz. Büyüme ve yayılma potansiyeli bulunan her iki çatışmanın da bir an evvel nihayete ermesi, herkesin sorumluluk üstlenmesi gereken bir alandır.”
 

Bakmadan Geçme