Üst Düzey Yöneticiler!

Üst Düzey Yöneticiler!
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Bir teşkilatın amacını gerçekleştirebilmesi için oluşturulan resmi hiyerarşinin başındaki atanmış kişiye yönetici deniyor. Tanımdan da anlaşılacağı gibi yöneticiler nitelikli fikir işçileridir. Başka bir ifadeyle emeğinden çok düşünceleriyle üretime katkıda bulunurlar. Burada ele alacağımız orta kademe yöneticiler değil, bütün örgütü sevk ve idare yetkisi verilen doruktaki kişilerdir. Onlara tepe yöneticiler de denir. Kararları bağlayıcı ve sonuç vericidir. Üst düzey yöneticilerin ayırt edici özellikleri vardır. Ne mavi ne de beyaz gömlekli çalışanlardır! Daha çok rahat kıyafetli ve özgür düşünceli kişilerdir! Ar-Ge grubuyla birlikte beyin fırtınası yapacak kadar düzeylidir. Teknolojiye yapılan yatırımları verimli yatırım olarak görüp kısıtlamaya gitmezler! Hızlı ve ani karar almada duraksamayan türden insanlar! Çok renkli kişiliklere sahipler! Tepe yöneticiler, beden işçilerinin çalışacağı üretim araçlarını ve yöntemlerini belirler. Üretim sürecini en verimli bir biçimde tamamlama konusunda çalışanların önüne hedef koyar. Doğru kaynak seçimiyle verimi artırmanın yollarını arar. Karşılaşılan sorunlara çözümler üretir. Çalışanlarını eğiterek onların vasıflı olmasını sağlar. J.Burnham ‘Modern teknolojik bilgi ile donanmış yöneticilerin üretim araçlarının mülkiyetine sahip olmamalarına rağmen yetenek, bilgi ve becerileriyle söz konusu mülkiyeti elinde tutan kapitalistlerden daha güçlü hale gelerek dünyanın fiili yöneticileri durumuna geldikleri’ bir dönemden bahseder. Bu dönem içinde bulunduğumuz bilgi ve teknoloji çağıdır. Bütün dünyayı geniş bir ağ gibi kaplar mahiyettedir. Yönetimle çalışanlar arasındaki iletişim, teknik imkanlar sayesinde çok hızlı gerçekleşmektedir. Artık servet sahibi yöneticilerin yerine bilgi ve donanım sahibi yöneticilerin egemen olduğu yeni bir tarihi dönemin kapıları açılmıştır. Kısaca söylemek gerekirse bilgi ve teknik donanım, servetin yerini almıştır. Ortaya atılan bu görüş günümüz gerçekleriyle örtüşür durumdadır. Gerek Sosyalist gerekse kapitalist ülkelerde örgütlerin giderek birbirine benzemekte olduğu izlenirken, teknokratların etkinliği artmıştır. Teknokratların bürokratlara tercih edilmesi kapitalizmin sonu anlamına gelmektedir. Günümüzde çalışanları şirketin bir hissedarı yapma girişimi servet sahiplerinin öngördüğü bir olgudur. Böylece çalışanların, kısmen de olsa sermayenin temsilcisi konumuna gelmesi yükselen değer olarak karşımıza çıkmaktadır. Burnham’a göre Kapitalizm çöküş sürecindedir ve sosyalizm onun yerini alacak durumda değildir. Siyasi rejim ne olursa olsun her ülkede bir ‘İş İdarecileri Devrimi’ yaşanmakta servet ve iktidar giderek ekonomiden sorumlu teknisyenlerin eline geçmektedir. Yönetim sürecinde meydana gelen değişiklikle genç kuşakların Tepe Yönetici (Ceo) olması daha kolay hale geldi. Dünya devi firmalar tepe yöneticilerini 30 - 35 yaşlarında genç kuşaklardan seçiyor. Üzülerek söylemek gerekirse yeni dönemde yaşlı yöneticilere yer yok! Önceleri yaşlı yöneticiler servetlerinin etkisiyle statülerini koruyabiliyordu. Ancak genç kuşakların arasındaki kıyasıya yarış, kendini yenilemeyen yöneticileri çok gerilerde bırakıyor! Çünkü hızla ilerleyen bilgi teknolojileri takip edebilenleri daha üst konumlara taşıyor ve üst düzey yönetici yapıyor. Artık geleceği planlayan yöneticiler daha çok el üstünde tutulacak! Doğru tahminler yaparak uygun sektörlere yaptıkları yatırımlarıyla sermaye sahiplerini hayal kırıklığına uğratmamaları gerekecek! Sermayeye yön veren kişiler işte bu nitelikli insanlara dönüşmek zorunda! Bu yüzden yakın gelecekte öngörüsü isabetli yöneticiler, büyük firmalar tarafından istihdam edilecek! Çünkü başarı rastlantı sonucunda elde edilmiyor! Büyük sermayeler; doğru karar vericileri ve isabetli tercihlerde bulunan yöneticileri yüksek ücretlerle kadrosuna alacak! Bu yüzden yeteneklerini erken yaşta doğru alanlarda geliştirenler, üst düzey yönetici olabilecekler! Bir tüyo vermek gerekirse geleceğin parlayan yıldızı hizmet sektörü olacak! İnsana hizmetin daha çok ön plana çıktığı günümüzde yöneticiler insan ilişkilerinde sınır tanımaz duruma gelmeli! Aksi halde bu atılımı gerçekleştiremeyenleri zor günler bekliyor.

Bakmadan Geçme