"İnsan kendisi olarak var olmalı.
Unvanlar ona eklenen arazlardır.
As olan cevherdir, insanın kendisidir. " demiş ya üstat.
İşte o yüzden Fırat Görgel'e "Fırat" diye sesleneceğim.
Hani hepimizin unutamadığı, yaz tatilini dört gözle beklediğimiz, beklentimiz içinde de fuarlarında olduğu o anları düşündükçe mutluluktan havalara uçardık.
Yokluk yıllarında ağustos ayına yayılmış bu halkın eğlence dolu akşamları, Maraş’ın rüzgarında bir uçurtma gibi sonsuz gökyüzünde dolanırdı.
En son 2000'li yılların başında gerçekleşen ve daha sonra yapılmayan fuar etkinliği unutulmaya yüz tutmuştu; ta ki dün geceye kadar.
Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini kazandığı ilk günden bu yana göstermiş olduğu ilgi ve alaka, iletişiminin güçlü tarafıyla, sosyal etkinliklere gösterdiği alaka ile, çok özlediğimiz gülen yüzü ile Fırat, sıkışmış bir sosyolojinin ve depremle birlikte bozulan psikolojinin nefes almasına vesile oldu.
Dün gece o fuar alanındaki kalabalığı sanırım herkes görmüştür çünkü şehrimiz insanı akın akın açılışa gelmişlerdir.
Sevgili Kıraç’ın konseri de açılış konseri olunca, insanların coşkusu ve sevinçleri yıllar yıllar öncesine götürdü bizleri.
"Yaparsa Fırat yapar " sözleri yeniden döküldü bembeyaz kağıt üzerine.
Kazandığı seçimin ardından hiç bir ilçenin siyasi partisine bakmaksızın bütün belediye başkanlarını kucaklayan bu adam şehrimizin çok özlediği bir duruşun kahramanı olmuştur.
Mesele kaldırımlar değil! Döşenir.
Mesele asfalt yollarda değil! En iyisi yapılır.
Asıl mesele; iletişim, tevazu ve çok yönlü düşünebilmektir.
Fırat bu hususta uzun süre açılmayan halkın kapısını sonuna kadar açmıştır.
As olan cevherin insan olduğu gerçeğini bizlere yeniden hatırlatmıştır.
İyi ki varsın Fırat.
