Kahramanmaraş, üretim gücüyle ülke ekonomisinin en önemli sanayi kentlerinden biri olmuştur hep. Yıllardır özellikle tekstil sektöründe yarattığı istihdamla binlerce aileye ekmek kapısı olan bu şehir, şimdi ise büyük bir darboğazın içinde. 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin ardından toparlanma süreci sancılı ilerliyor. Üzerine eklenen ekonomik zorluklar, yüksek faizler, ihracattaki daralma ve kur politikalarının sanayici üzerindeki baskısı, bu süreci daha da içinden çıkılmaz hale getirmiş durumda.
Depremlerden önce Kahramanmaraş’ın ihracat rakamları umut vericiydi. 2022 verilerine bakıldığında Kahramanmaraş en çok ihracat yapan iller sıralamasında 81 il içerisinde 11’inci sırada yer alıyordu. Ancak bugün gelinen noktada, bu rakamların eski seviyelerine ulaşması oldukça zor görünüyor. Ocak Şubat dönemini içeren ihracat verilerine göre 22’inci sıraya yerleşen kent, iyimser bir tablo çizse de sanayicinin sahadaki hissiyatı farklı. Gerçekler, fabrikaların bir kısmının üretimi durdurması, bir kısmının da durdurmaya hazırlanmasıyla kendini gösteriyor. Eğer önlem alınmazsa, Kahramanmaraş özelinde on binlerce tekstil işçisi işsiz kalabilir. Bu da sadece sanayiciyi değil, şehrin genel ekonomisini de derinden etkileyecek bir kriz demek.
Sanayicinin en büyük beklentisi, mücbir sebep halinin uzatılmasıydı. Ancak bu gerçekleşmedi. Üstüne üstlük, faiz oranlarının yüksekliği, likiditeye ulaşamama gibi problemler nedeniyle birçok işletme ayakta kalma savaşı veriyor. Döviz kuru politikasının sabit tutulması da sanayiciyi zora sokan etkenlerden biri. Dünyada yaşanan ekonomik daralma ihracatı zaten olumsuz etkilerken, Türkiye’de uygulanan para politikaları sanayicinin elini daha da zayıflatıyor. Sonuç olarak, sermayeye ulaşamayan işletmeler çarklarını döndürmekte güçlük çekiyor. Özellikle iplik sektöründe faaliyet gösteren işletmeler çarklarını tamamen durdurarak işçileri işten çıkarmaya başladı bile.
Özellikle tekstil sektörü, Kahramanmaraş’ın ekonomik yapısının omurgasını oluşturuyor. Bu sektörde yaşanacak bir çöküş, sadece fabrikalarda çalışan işçileri değil, yan sanayiye bağlı birçok küçük işletmeyi ve esnafı da etkileyecek. Kahramanmaraş’ta tekstil sektörüne hizmet veren boya, iplik, makine bakım ve lojistik gibi birçok yan sektör de işsizliğin pençesine düşebilir. Bu da domino etkisi yaratarak şehrin genel ekonomisini durma noktasına getirebilir.
Sanayici direniyor, fakat bu direniş tek başına yeterli olmayacak gibi görünüyor. Eğer devlet tarafından gerekli adımlar atılmaz, sanayiye can suyu olacak politikalar devreye girmezse, yakın gelecekte Kahramanmaraş ve çevresinde büyük bir işsizlik dalgasıyla karşı karşıya kalabiliriz. Üretimin durması, sadece sanayicinin değil, şehrin tüm dinamiklerinin sarsılması anlamına gelir. Kahramanmaraş’ın sanayi mirasını ve üretim gücünü koruyabilmek için acil ve kalıcı önlemler şart. Çünkü üretim durursa, sadece fabrikalar değil, bir şehir nefes alamaz hale gelir.
Çözüm için atılması gereken adımlar oldukça açık. Öncelikle sanayicinin üzerindeki finansal baskının hafifletilmesi gerekiyor. Krediye ulaşımın kolaylaştırılması, sanayiye yönelik teşviklerin artırılması ve özellikle mücbir sebep hali ile biriken borçların ertelenmesi ve hiçbir şart aranmadan (teminat gibi) uzun vadede taksitlendirilmesi, şehrin toparlanması için kritik öneme sahip. Ayrıca, yüksek faiz politikasının gözden geçirilmesi ve ihracatçının desteklenmesi, sanayinin sürdürülebilirliği açısından hayati bir rol oynayacaktır.
Kahramanmaraşlı sanayiciler, her şeye rağmen üretmeye ve istihdam sağlamaya devam etmek istiyor. Ancak, gerekli önlemler alınmazsa bu direniş uzun vadede sürdürülebilir olmaktan çıkabilir. Şehrin sanayi gücünü korumak ve işsizliği önlemek için devletin, finans kuruluşlarının ve sanayi temsilcilerinin ortak hareket etmesi şart görünüyor. Aksi takdirde, Kahramanmaraş gibi üretime dayalı şehirlerin yaşadığı bu kriz, dalga dalga tüm ülkeye yayılabilir.
Bu noktada, yerel yönetimler ve ticaret odaları da önemli bir rol oynayabilir. Bölgedeki sanayicinin sesini duyurmak, kamu desteklerini harekete geçirmek ve sanayinin ayakta kalabilmesi için ortak projeler geliştirmek gerekiyor. Kahramanmaraş, yıllardır ülke ekonomisine katkı sağlayan, ihracatta önemli bir paya sahip olan güçlü bir üretim merkezi. Bu gücü kaybetmemek için, alınacak önlemlerin gecikmeden devreye sokulması gerekiyor. Aksi takdirde, işsizlik ve ekonomik daralma Kahramanmaraş’ın geleceğini ciddi şekilde tehdit edebilir.
Mevcutta işten çıkarılan işçilerin piyasaya henüz yansımadığını da belirtmek isterim. 6 Şubat depremleri sonrası kentte başlatılan inşaat sektörü şimdilik işsizlik problemini çözüyor görünse de bu durumun sürdürülebilir olmadığını çok iyi biliyoruz. TOKİ’nin bu yılın sonu itibariyle Kahramanmaraş’ta tüm inşaatlarını bitireceğini açıklaması buna bir örnek gösterilebilir.
Unutulmamalıdır ki batmak üzere olan bir gemiyi kurtarmak, batan bir gemiyi çıkarmaktan çok daha kolaydır…
Kalın sağlıcakla…