15 Temmuz 2016 tarihi Türk Milleti için kurtuluş savaşından sonra bir milat olma özelliği taşır. Yeni kurulan Cumhuriyet 1923’ten sonra Ankara, İstanbul ve İzmir gibi kentlerde önünde unvanı olmayan aristokrat bir zümre oluşturmuştu. Ülkenin gerçek kurucusu olan Anadolu halkı ötekileştirilmiş, bu zümre her fırsatta fakir ve mağrur Anadolu halkını hakir görmekten ve aşağılamaktan da geri durmadı.
Yeni Türkiye Cumhuriyetinin Başkenti Ankara’ya 1929 yılında Vali olan ve yaklaşık 20 yıl Ankara siyasetine yön veren Nevzat Tandoğan, 3 Mayıs 1944’te tutuklanıp huzuruna getirilen Osman Yüksel Serdengeçti’ye ‘Ulan öküz Anadolulu! Sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var? Milliyetçilik lâzımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz. Sizin iki vazifeniz var: Birincisi, çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek. İkincisi, askere çağırdığımızda askere gelmek.’ diyerek o zaman ki seçkinlerin Ülkenin gerçek kurucusu Anadolu insanına bakışını ortaya koymuştu.
Cumhuriyetin sözde aydınları, atadan mirasyedi siyasetçileri, yalı seçkinleri bazen kurdukları vesayet düzenleri ile bazen de halkı hakir aşağılayan söylemleri ile aziz Türk Milletine her daim üsten bakmaya devam etti. Tek vasfı Sahnede kıyafetle yürümek olan Aysun Kayacı’nın Dağdaki çobanla benim oyum bir demesi, Piyanist Fazıl Sayın göbeğini kaşıyan adam söylemi gibi onlarca halka yönelik hakaret söylemi hafızalarımızda hala taze.
Aslında tüm söylemlerin tek bir ortak paydası var: Kendini halkın üstünde gören seçkinlerin içinde, Nevzat Tandoğan’ın zamanında haykırarak kustuğu aşağılık düşünce tarzının hala devam ettiğini göstermesi.
15 Temmuz 2016 günü işte bu kendini ülkenin sahibi olarak gören seçkinler, paralarının derdine düşüp saklanırken ülkeden kaçmanın planlarını yaparken, bu ülkenin gerçek sahibi meydanlara indi. Tıpkı Kurtuluş Savaşında Maraş’ta Antep’te, Urfa’da olduğu gibi hainlerin üzerine yürüyerek ülkesi, namusu, şerefi için göğsünü silahlara siper etti. Bu ülkenin gerçek sahibinin kim olduğunu, gerekirse canıyla, kanıyla ülkesinin onurunu çiğnetmeyeceğini başta içerdeki hainler olmak üzere tüm dünyaya gösterdi.
15 Temmuz’dan sonra, kendini halkın üstünde gören aydın zevat ve sözde demokrat siyasetçiler gördü ki; Türk halkı, iradesine ipotek konulmasına izin vermedi bundan sonrada vermeyecek.
Haaa unutmadan!
Şimdi ekonomi, yolsuzluk yönetim biçimi vs. üzerinden Halkçı görünen demokrasi diye bağıran güruh sizde şunu unutmayın; bu Millet sizin Cemazi-el evvelinizi de, fırsat bulduğunuzda 90 yıllık zulmünüze kaldığınız yerden devam edeceğinizi d çok iyi bilir.
Saygılarımla…