3 Aralık Cuma günü gündem Kemal Kılıçdaroğlu’nun ülkemizdeki krizleri sonsuza kadar bitireceğini iddia ettiği Vizyon belgesinin ayrıntılarının ne olduğu idi. Tüm izleyiciler gibi bende açılış konuşmasını Kemal Beyin yapmasını beklerken, toplantıya katılmaya tenezzül dahi etmeyen, Başdanışman olarak lanse edilen RİFKİN’nin konuşmaya başlaması ile ilk şoku yaşadık. Yıllardır AK Parti’yi gayri milli olmakla suçlayan Kemal bey ülkenin ekonomik anlamda kurtuluşunu bir Amerikalıda görmüştü, vardır Kemal beyin bir bildiği dedik dinledik, biz dinledik RİFKİN anlattı, sonrasında herkesin birbirine sorduğu tek soru! Soru; eeee bu ne anlattı ne yapacakmış oldu. Daha sonra alanında çok iyi olan bir çok duayen ekonomist ise 4. Sınıf bir iktisat öğrencisinin de anlatabileceği seviyede ülkedeki ekonomik sorunları dillendirdiler; Hepimizin merak ettiği bir daha bu ülkede hiç kriz olmayacak savının içini dolduracak doğru düzgün ülke yönetiminde ‘LİYAKAT’ olmalı haricinde içi dolu gerçekçi cümle kuramadılar.
Toplantıdan sonra anlaşıldı ki yapılan bu organizasyonun amacı; ülkeyi ekonomik manada krizlerden kurtarmak ya da ekonominin sorunlarına çare olacak bir program yapmaktan ziyade Kemal Kılıçdaroğlu’nun 2023 Cumhurbaşkanlığı adaylığı için hem kendi partisi içindeki muhtemel Cumhurbaşkanı adaylarının önünü kesmek, hem de altılı masanın kendi adaylığına karşı olası negatif tutumunun önüne geçmekti. Bence bu stratejide başarılıda oldu.
Sonuç: iktidar karşısında seçimi kazanmak için elinde sadece ekonomik savlar olan muhalefetin mevcut Kötü giden durum için aslında herhangi bir çözümünün ve planın olmadığını da ortaya çıkardı. Ülkenin bu toplantıdan geleceğe dair tek kazancı ekstrem bir durum olmazsa (Meral Hanımın vetosu gibi) 2023 yılı Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayının dolaylıda olsa açıklanması oldu… Ne diyelim Dağ fare doğursa da hiç yoktan iyidir, memleketimiz için hayırlısı olsun.
En entelektüel Yılmaz Özdil’den inciler!
Hani o dönem piyasada 5-10 liraya satılan hatta ücretsiz dağıtılan NUTUK’a tabiri caizse bir alternatif olarak çıkarılan, aslında hiçbir özgünlüğü olmayan bir Atatürk kitabı yazıp onu da sözde sınırlı basım ve özel cilt vs. adı altında 2 bin 500 liraya insanlara satıp parayı vuran büyük entellektül ve Kemalist Yılmaz Özdil; Kemal beyin 3 aralıkta açıkladığı vizyonunu savunup iktidar, eleştirisi yaparken; Maraş Dondurmacıları gibi kafasına püsküllü fesle dolaşan tımarhanelik heriflerden akıl alacaklarına sarıklı cübbeli zırcahil tarikatçıların fikrini soracaklarına gibi aşağılayıcı bir üslup kullanma gafletine düşmüştür. İşte bu sözde entelektüel zatlar için insanların zekası bilgi birikimi kafasına taktığı şapka, sarık yada kıyafete göre belirlenir. Şaşırdık mı, hayır sen ve senin gibi 28 Şubat zihniyetinin savunucuları için bunlar normalde senin anlamadığın Ne Türkiye eski Türkiye ne bu Halk o zamanki sessiz halk . Yılmaz efendi bilirde işine gelmez, dillendiremez ama cumhuriyeti kuran o aziz ilk meclisteki birçok aydın vekil sarıklı cübbeliydi. Anadolu Kurtuluşunun meşalesini yakan Fransız’a kök söktüren Sütçü İmam hocaydı, sarıklı cübbeliydi vatanseverdi vesselam…
Hülasa Yılmaz efendi; sana acizane tavsiyem Maraşlı Kelimesiyle aşağılama ifadelerini aynı cümlede kurmayı bırakman, bunun yerine kendi entelektüel sözde Atatürkçü avenenle ilgili özlü yorumlar yapmandır. Enerjini İnsanları giyim kuşam vs. tutumlarına göre hakir görmek yerine, birincisi gibi özgün ATATÜRK iki kitabını yazmaya ayır, böylece kendin, pardon ülkenin ali çıkarı için daha faydalı bir iş yapmış olursun.