Ekonomi ve ekonomik meseleler hayatımızı öyle bir kuşattı ki, nerdeyse, "ekonomi" ile yatar kalkar olduk...
Medyanın en çok okunan, takip edilen konuları "piyasa" hareketleri olmuş durumda...
Bütün dünyanın gözü, devletlerin ekonomik durumlarının üzerindedir...
Siyasetçilerin vaatleri, ekonomik iyileştirmelerle alakalı hâle geldi... Başarı veya başarısızlıkta en büyük pay, ekonomi gibi görülmektedir...
Hükûmetlerin ömrünü ekonomiler belirlemeye başladı, sanki...
Bütün bunlara kimsenin bir diyeceği yoktur...
Elbette, iktisat ve iktisadî kalkınma devletlerin devamı ve milletlerin refahı için, kuşun kanadı gibi önemlidir. Ama sadece tek kanatla uçulamayacağı da, yâni, refah ve mutluluk için ekonominin tek başına iyi olmasının da kâfi gelmeyeceği bilinmelidir... İşin manevi ve ahlâkî cephesi de en az ekonomi kadar ve hatta daha da önemlidir...
İktisat mekteplerinin ilk dersi "Arz ve Talep" kanunlarıdır... Fiyatı, ücreti piyasada "arz ve talep" belirler. Bir malın arzı artarsa fiyatı düşer; arz azalırsa fiyat yükselir... Arzı az, talebi çoksa fiyat gene yükselir...
Bugünlerde "doların" yükselmesi gündemdedir...
İhracatımızdan gelen döviz, ithalatımızı karşılamıyor. 40 milyar dolar civarındaki bu ihtiyacın karşılanması için bir talep vardır. İşte bu talep-arz dengesi bozukluğu fiyatı fırlatıyor...
Önemli bir iktisat mevzusu da, piyasa "dengeler" üzerine kuruludur. "Serbest Piyasa" ekonomisinin işleyişinde, dışardan zorlayıcı müdahaleler bu dengeleri bozar. Tabiî ki, zamanımızda çokça rastlandığı gibi, "maniplasyon ve spekülasyonları" önlemek için devlet müdahalesi elzemdir. Meselâ, malı depolamak suretiyle fiyatların yükselmesine sebep olmak, spekülasyon/ihtikardır. Bilhassa zaruri gıda, giyim maddelerinde, hem dinen ve hem de ahlâken uygun değildir.
Türkiye'mizin yıllardan beri başını ağrıtan "enflasyon" meselemiz vardır. Artık herkes bu konuyu ezberledi ki, kısaca, fiyatların, alım gücünün üstünde anormal yükselmesidir. Yukarda yazdığımız "arz-talep" konusuyla büyük ölçüde alâkalıdır...
Bizim gibi, ekonomisi ziraatla büyük ölçüde alâkalı memleketlerde, hava şartları ve teknoloji, mahsulün arzında etkili oluyor. AK Parti hükûmetleri çiftçiye bu konularda çok büyük yardım ve kolaylıklar sağlamaktadır. Sonu iyi olacak inşallah...
Tabiî ki, bu işler, bugünden yarına "boyacı küpü" misali "batır-çıkar" olmuyor... Yıllar boyu zamana ihtiyaç vardır...
Türkiye'mizin en temel ekonomik sıkıntılarından birisi de, "enerji" açığıdır. Geçen 21 yılda AK Parti hükûmetinin bu konudaki çabası ve yatırımları çok takdire şayandır. Hidroelektrik, GES, rüzgar enerjisi, jeotermal gibi kaynaklardan elde edilen enerji 21 yılda 3-5 misli artmış durumdadır. Burada iki hususa dikkatinizi çekerim. Büyüyen, gelişen bir ekonomi ve artan bir nüfus da, haliyle talebi de artırıyor ve arada açık oluyor. Dolayısıyla, her sahada yılların birikimi bu alt yapı yatırım açığımız bir türlü tam kapatılamıyor...
Her şeyde olduğu gibi, biz vatandaşlara da çok iş düşüyor. Yani, her şeyi hükûmetten beklemeyelim... İsraf konusu çok önemlidir. Mümkün olduğu kadar herkes bütçesini iyi ayarlamalıdır...
Tuzu kuru bir takım vatandaşlar "gölge etmesinler" başka bir şey istemiyoruz. Yani ortalığı siyasi bir takım heveslerle karıştırmasınlar, demek istiyoruz...
Hükûmetin refahı tabana yayması tabiî ki, önemlidir.
Devlet bütçesi devamlı açık veriyor. Neden? Elbette devlette de israf vardır...
Dünya krizlerden yakasını bir türlü kurtaramıyor. Diğer taraftan, devletin alt yapı yatırımlarında o kadar çok açık var ki, hangisine yetişsin. Gene, AK Parti hükûmeti, "yap-işlet devret" diye bir formül buldu da, bu kadar dev alt yapı yatırımları yapılmış oldu, vatandaş rahat etti...
Memleketimiz, çok şükür çok kalkındı. Lâkin henüz dört başı mâmur, güllük gülistanlık değildir. "Yapmak" isteyenler kadar, "yıkmak" isteyenler de çoktur. Allah fırsat vermesin...
Şimdi yeni bir hükûmet işbaşındadır. Genç, tecrübeli, kariyer sahibi, dinamik bir ekiptir...
Çok tecrübeli, dirayetli ve hâlis niyetli Cumhurbaşkanımızın etrafında koordineli bir şekilde kenetlenmeleri elzemdir.
Türkiye'miz ve vatandaşlarımız her türlü hizmetin en iyisine, en güzeline lâyıktır...
Şimdi, bütün dünyanın gözü bu hükûmettedir. Bütün Müslümanların duâları üzerlerindedir. Allahü Teâlâ mahcup etmesin! Âmin!