Şule Kirişci

ABD'de başkanlık seçimi yaklaştı

Şule Kirişci

Seçim yılı olarak değerlendirilen 2024 yılı içinde dikkat çeken seçimlerden biri elbette ki, ABD başkanlık seçimleridir. 

Amerika Birleşik Devletleri 60. başkanlık seçimi 2024 yılında 5 Kasım günü gerçekleşecek. ABD’deki başkanlık yarışı, Demokrat Parti adayı Kamala Harris ile Cumhuriyetçi Parti adayı, Donald Trump arasında…

Seçime iki hafta gibi az bir süre kala tüm dünyanın gözleri ABD’de. ABD başkanını seçiyor olsa da bu seçim tüm dünyanın ilgi alanına giriyor.

Peki, tüm dünya kamuoyunun merakla beklediği ABD’de seçim süreci nasıl işliyor? Hep birlikte bakalım. 

Uzun yıllardır iki aşamalı bir seçim sistemi ve iki büyük parti bulunuyor. Demokrat Parti ve Cumhuriyetçi Parti…

Öncelikle sandığa giden seçmenler, kayıtlı oldukları eyaletin seçici kuruluna gönderecekleri delegeleri belirliyor ve böylece seçim başlıyor. Belirlenen delegeler de başkan ve başkan yardımcısını belirliyor. Toplam 538 delege bulunuyor ve eyaletler nüfuslarına göre kurulda belli delege sayılarına sahipler. Başkan seçilmek için seçici kurulda adaylardan birinin toplamda en az 270 delegenin oyunu alması gerekiyor. Önemli olan delege sayısı olduğu için, ülke genelinde en fazla oyu alan adayın başkan seçilememe durumu var.

Hatırlarsanız, Demokrat Parti adayı Hillary Clinton, ülke genelinde Cumhuriyetçi Parti’nin adayı olan Donald Trump’tan daha fazla oy aldığı hâlde, yeterli delege sayısına ulaşamadığı için seçilememişti.

Ülkede başkanlık seçimleri her dört yılda bir, Kasım ayının ilk Pazartesi gününü takip eden Salı günü yapılıyor. 

Seçim için neden Salı günü olduğu sorusunun cevabı, geleneğin başlangıcı olarak 1800’lü yılların ortalarında, çiftçiliğe göre ayarlanmış olması şeklinde... Çünkü ABD’nin ilk kurulduğu yıllarda seçme ve seçilme hakkı sadece toprak ve mal sahibi olanlara tanınan bir ayrıcalıktı. Hafta sonunu, çiftçilerin çoğu dinî görevlerini yerine getirmek üzere kilisede geçiriyor. Çarşamba günü de birçok kentte kurulan pazarlarda ürünlerini satıyorlar. Bu nedenle en uygun gün, Salı olarak belirlenmiş.

Kasım ayında yapılma nedenine gelince… İlk neden, havanın henüz aşırı soğuk olmaması. Böylece çiftçiler oylarını kullanmaya giderken kötü hava şartlarına maruz kalmıyorlardı. İkincisi, Kasım ayı çiftçiler için hasat zamanının gelmemiş olmasıdır. 

ABD’de seçim günleri tatil değil, herkes işine gücüne devam ediyor. Oy kullanmak isteyen seçmen de çalıştığı işyerinden izin alarak oy vermeye gidebiliyor. 

ABD eyaletlerinin büyük bir bölümünde postayla ya da şahsen erken oy kullanma imkânı sunuluyor. Bu anlamda düzenlemeler tamamen eyaletlerin yetkisinde. 

ABD’de Salı gününün bir diğer önemi, başkanlık için adaylık yarışında önemli dönemeçlerden biri. Hattâ “Süper Salı” diyorlar. En fazla sayıda eyalette ön seçimin düzenlendiği tarih.  Bu yıl 5 Mart’a denk gelen bu günde seçim yarışı Başkan Biden ile eski ABD başkanı Donald Trump arasındaydı. Ön seçimleri kazanan Donald Trump oldu. Görevdeki başkan, Demokrat Parti üyesi Joe Biden, başlangıçta Demokrat ön seçimlerde başkanlık için yeniden aday olmuş ve kazanmıştı. Daha sonra Biden 21 Temmuz’da yarıştan çekildi ve Başkan yardımcısı Kamala Harris’i destekledi. Aslında Kamala Harris’in başkan yardımcısı olduğu ilk günden, 2024 seçiminde ABD başkan adayı olacağına dair söylemler mevcuttu. Harris’in başkanlık yarışına dahil olmasıyla Demokrat Parti için önemli ivme kazandırdığı ifade edilmekte.

Harris aynı zamanda seçimi kazanırsa Amerika’nın ilk kadın başkanı olacak!  

Ön seçimlerde usûller, ABD Anayasası’nda herhangi bir düzenleme olmaması nedeniyle eyalet yasaları ile belirleniyor ve önseçimler iki farklı usûlle yapılıyor.

İlk seçenek, eyalet düzeyinde yapılan parti toplantıları (caucus). Bu usûlde oy kullanılmıyor. Katılımcılar toplantıların yapıldığı alanlarda destekledikleri adaya ayrılan bölgeye geçiyor, bekliyor ve yapılan sayım sonucu hangi adayın daha çok destek aldığına karar veriliyor.

İkinci seçenek ise, oy kullanma esâsına göre (primaries) yapılan ön seçim. Bu seçim gizli oyla yapılıyor ve genellikle sadece parti üyeleri oy kullanabiliyor. Kazandıkları oy sayısına bağlı olarak, her adaya ulusal kongrede kendilerini temsil edecek belirli sayıda delege veriliyor. Yapılan ön seçimler sonucunda en yüksek sayıda delegenin desteğini alan isim, partinin başkan adayı olarak belirleniyor ve partilerin büyük kurultayında resmî olarak açıklanıyor.

ABD’de başkanlık için seçim kampanyası noktasında herhangi bir süre kısıtlaması bulunmuyor. Fakat parti adaylığını kazanan isimler genellikle 1 buçuk yıl gibi bir süre kampanya yürütmüş oluyor.

Başkanlık yarışında başkanlık münâzaraları da hayli heyecanlı geçen bir etkinlik. İki partinin başkan ve başkan yardımcısı adayları seçimden önce münâzara formatında karşı karşıya geliyorlar. Televizyondan canlı yayınlanan münâzaralar ile özellikle kararlı delegenin oylarını cepte sayıp kararsızların oylarına talip oluyorlar. 

Harris ile Trump 11 Eylül günü münazarada karşı kaşıya geldi. Konu başlıkları arasında göç, ekonomi, vergi, orta sınıfın desteklenmesi, sağlık, İsrail-Filistin savaşı, Rusya-Ukrayna savaşı vs. vardı.

Amerika’da seçmenler, sınır güvenliği, iklim değişikliği ile mücadele, ekonomi, değişen jeopolitik koşullarda ilişkilerin nasıl olacağı gibi birçok soruya cevap aramakta...

Türkiye’de ise ABD ile ilişkiler noktasında “Trump mu, Harris mi?” denildiği vakit, konuşulan senaryolar farklı gibi olsa da aynı noktada birleşilmekte. Geçtiğimiz yıllardaki ilişkilerin inişli-çıkışlı olduğu aşikâr. Seçim sonrası da Suriye, Orta Doğu, S-400 füze savunma sistemi, Rusya-Ukrayna savaşı gibi başlıkların iki ülke arasında konuşulmaya devam edeceği kesin!

Soluk soluğa süren ve adaylar arasında yakın anket sonuçlarıyla devam eden yarışta ABD Başkanı kim olacak?

Sağlıcakla…
 

Yazarın Diğer Yazıları