6 Şubat gününde ülke olarak tarihin en acı günlerinden biri olarak hem kayıtlara geçti hem de hafızalara kazındı. Aynı zamanda eşsiz bir dayanışma örmeği sergilendi. Ne var ki kötü niyetli kimselerde yok değildi. On binlerce kişinin yaşamını yitirdiği böylesi bir yas dönemini dahi kendi çıkarları için kullanmaya çalışanlar var. Literatürde bunun adına fırsatçılık deniliyor.
Son yıllarda, toplumumuzda yaygın hale gelen fırsatçılık kavramı 6 Şubat Kahramanmaraş depremiyle birlikte daha fazla konuşulur oldu. Fırsatçılık, insanların başkalarının zor durumlarından ya da belirsizlikten yararlanarak kar elde etmek amacıyla istismar etmeleri anlamına gelmektedir. Bu tür davranışlar, ahlaki değerlerimizin çözülmesine, güvenin sarsılmasına ve toplumsal düzenin bozulmasına yol açmaktadır.
Kahramanmaraş’taki gibi doğal afetlerde yaşanan mağduriyetlerde fırsatçılar, insanların acılarını kara dönüştürebilmek için fahiş fiyatlarla temel ihtiyaç malzemeleri satmaktadır. Bu durum, mağdurların daha da zor bir duruma düşmesine sebep olmakta ve insanlık değerlerimize zarar vermektedir.
Deprem, doğal afetlerin en yıkıcılarından biridir ve maalesef bu zor zamanlarda insana ve topluma duyulan ihtiyaç ve yardım çağrısı, bir avuç fırsatçı tarafından istismar edilmektedir. Depremde fırsatçılık, insanlık adına utanç verici bir davranış biçimidir ve kesinlikle kabul edilemez.
Depremlerde fırsatçılığın en yaygın görüldüğü alanlardan biri, temel ihtiyaç malzemelerinin satışıdır. Bir deprem sonrasında, zarar gören bölgelerde insanların acil olarak su, gıda, ilaç gibi temel ihtiyaçlara ihtiyacı vardır. Ancak, bazı kişiler bu zor durumu kâr fırsatı olarak görmekte ve temel malzemelerin fiyatlarını astronomik bir şekilde artırmaktadır. Bu, mağdurların daha da zor bir duruma düşmesine ve temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çekmelerine sebep olmaktadır.
Oysa deprem zamanlarında oluşan yoğun talep nedeniyle fiyatların katlanarak çok yüksek ve abartılı olması kabul edilebilir bir durum olmasa gerek.
Bunun yanı sıra deprem sonrasında yapılan artan kiraları geçtim, onarım ve inşaat işleri de fırsatçıların hedefi olmaktadır. Hasar gören evlerin tamiri için acil yardıma ihtiyaç duyan insanlar usta ve malzeme konusunda zorlandığı gibi yetersiz veya kalitesiz malzemeler kullanılması, düşük maliyetli işçilik nedeniyle de mağduriyet yaşamaktadırlar.
Depremde fırsatçılık, toplumun dayanışma ruhunu ve güvenini zedelemektedir. Depremde insanlar birlik olmalı, yardımlaşma ve dayanışma içinde hareket etmelidir. Ancak fırsatçıların ortay çıkmasıyla, toplumsal bütünlük bozulmakta ve insanların birbirlerine olan güveni azalmaktadır. Bu da toplumların yaşanan felaket sonrası daha zor toparlanmasına ve iyileşmesine engel olmaktadır.
Bir toplumda adil ve sağlıklı ilişkilerin kurulabilmesi adına fırsatçılığın önüne geçilmeli ve ahlaki değerlerimizi koruyacak tedbirler alınmalıdır. Öncelikle, bu tür istismarların önlemek için hukuki düzenlemelerin etkin bir şekilde uygulanması ve fırsatçılık yapanlara yasal yaptırımlara tabi tutulması önemlidir. Ayrıca detaylı denetim mekanizmaları oluşturulmalı ve bu mekanizmaların deprem sonrası faaliyetleri yakinen takip etmesi sağlanmalıdır. Haksız fiyat artışlarının önüne geçmek için fiyat kontrol mekanizmaları etkin bir şekilde çalıştırılmalı ve halkın mağduriyeti engellenmelidir.
Ayrıca, deprem öncesinde ve sonrasında halkın bilinçlendirilmesi ve eğitimi büyük önem taşımaktadır. Bu sayede insanlar daha güvenli ve sağlam bir toplum oluşturmak adına bir araya gelecek ve fırsatçılığa karşı ortak bir duruş sergileyecektir.
Unutmayalım ki, gerçek güç zor zamanlarda birbirimize destek olmak ve birlikte hareket etmek etmektir.
Birlik ve beraberlik dileğiyle, sağlıkla kalın.
