Şule Kirişci

Geleceğe yatırım sıfır atık

Şule Kirişci

2025 Uluslararası Sıfır Atık Günü’nün teması, bu yıl "Moda ve Tekstil Atıkları" olarak belirlendi. "Elimizde Yeterince Var" sloganı altında farkındalık oluşturulması hedefleniyor.

Bu önemli adım, Türkiye'nin ana sunuculuğunda ve 105 ülkenin ortak katılımıyla Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda 2022'de kabul edilen "Sıfır Atık" kararının bir parçası olarak şekillendi. Ayrıca, 30 Mart, her yıl "Uluslararası Sıfır Atık Günü" olarak ilan edildi.

Günümüzde, atık sorunu tüm dünyada artan bir endişe kaynağı…

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından yayımlanan “Küresel Atık Yönetimi Görünümü 2024” raporu, eğer atık yönetimi konusunda aksiyon alınmazsa, 2050 yılı itibarıyla atıkların insan sağlığına, ekonomiye ve çevreye olan maliyetinin yıllık 640 milyar dolara ulaşabileceğini öngörüyor.

Tekstil sektörü, bu anlamda öne çıkan endüstrilerden biri… İşin sevindirici tarafı son yıllarda, döngüsel ekonomi kavramı, tekstil sektöründe sürdürülebilirliği teşvik eden temel bir yaklaşım olarak hızla yaygınlaşıyor. Bu modelin temel felsefesi, "atık yok" anlayışına dayanıyor. Çünkü tekstil atıkları, dünyadaki kirlilik oluşturan atıklar arasında ikinci sırada yer alıyor ve bu durum hızla büyüyen bir sorun teşkil ediyor. 2022 itibarıyla, atık ekonomisinin değeri 6,9 milyar dolara ulaşmış durumda

Moda dünyası, estetik ve statünün sembolü olmanın ötesine geçerek, çevresel ve etik sorumlulukları da önemli bir gündem maddesi haline getirmiş durumda. Her yıl milyonlarca ton tekstil atığının doğaya zarar verdiği bir dünyada, modanın geleceği için daha sürdürülebilir bir yol arayışı artıyor. BOF ve McKinsey’in her yıl yayımladığı State of Fashion raporuna göre, sektördeki en önemli dönüşüm alanı, çevre dostu üretim modellerine geçiş ve sürdürülebilirlik olmalı. Bu değişimi gerçekleştirebilmek için markaların ve üreticilerin yeni iş modelleri geliştirmesi büyük bir önem taşıyor. Peki, bu dönüşüm nasıl gerçekleşecek? Tekstil sektörü, sürdürülebilir bir geleceğe doğru nasıl yol alacak?

Tekstil Sektöründe Sürdürülebilirlik için Döngüsel Ekonomi

Döngüsel ekonomi, kaynakları verimli kullanmayı ve atıkları minimuma indirmeyi hedefler. Tekstil sektöründe sürdürülebilirliği sağlamak için iki temel yöntem öne çıkmaktadır: geri dönüşüm ve yeniden kullanım. Yeniden kullanımda, tüketiciler, kullanmadıkları giysilerini ikinci el olarak satabilir veya başkalarına verebilir. Bu sayede, tekstil ürünlerinin kullanım ömrü uzar ve sürdürülebilir üretime katkı sağlanır. Geri dönüşüm ise, kullanılmış veya üretim sırasında oluşan tekstil atıklarının yeniden işlenerek, tekstil veya tekstil dışı ürünlere dönüştürülmesi sürecidir. Geri dönüşüm, döngüsel ekonominin temel taşlarından biridir ve ürünlerin kullanım ömrü sona erdiğinde, bu atıkların tekrar işlenmesi hedeflenir.

Tekstil Atıkları sektördeki en büyük sorun

Tekstil atıkları, üç ana kaynaktan oluşmaktadır: üretim sırasında ortaya çıkan atıklar, tüketicilerin kullanmadığı eski giysiler ve ev tekstil ürünleri. 2020 yılına ait verilere göre, dünya genelinde her gün yaklaşık 2.500 ton kullanılmış tekstil ürünü işlenmeden çöpe gitmektedir. Türkiye’de ise yılda yaklaşık 1,8 milyon ton tekstil ürünü üretiliyor ve bunun 600 bin tonu çöpe atılıyor. Eğer bu atıklar toplanıp geri dönüştürülse, Türkiye ekonomisine 2,5 milyar dolarlık bir katkı sağlanabilir. Bu da gösteriyor ki, tekstil atıklarının geri dönüşümü, hem çevresel hem de ekonomik anlamda büyük fırsatlar sunuyor.

Tekstil geri dönüşümü, kullanılmış giysilerin toplanması, ayrıştırılması, temizlenmesi ve işlenmesi ile başlar. Ardından, bu malzemeler yeniden kullanılabilir ürünlere dönüştürülür. Geri dönüşüm sürecinde, eski giysiler ipliklere dönüştürülerek yeni kumaşlar üretilebilir veya farklı alanlarda kullanılacak malzemelere dönüştürülebilir. Bu süreç, atık miktarını azaltırken, aynı zamanda su ve enerji gibi kaynaklardan tasarruf sağlar.

Geri Dönüşümün Çevresel Faydaları

Tekstil geri dönüşümü, çevresel etkilerin azaltılmasında kritik bir rol oynar. Dünyada yıllık karbon emisyonunun %8-10’u tekstil üretiminden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, tekstil sektöründe geri dönüşümün artırılması, karbon salınımının azaltılması ve çevresel etkilerin en aza indirilmesi için kritik bir adımdır. Geri dönüştürülen tekstil atıkları, doğal kaynakların tüketimini azaltırken, aynı zamanda su ve enerji tasarrufu sağlar. Tekstil üretimi, önemli miktarlarda su, enerji ve diğer doğal kaynaklar gerektirir. Örneğin, bir pamuklu gömlek üretmek için 2.700 litre suya ihtiyaç duyulurken, bir kilogram tekstil ürününün üretimi için yaklaşık 10.000 litre su harcanmaktadır. Ayrıca, bir kot pantolon üretmek için yaklaşık 3.800 litre su tüketilmektedir. Bugün mevcut üretim modelleriyle devam edilirse, 2050 yılına gelindiğinde, tekstil sektörünün yenilenemeyen hammadde kullanımının 300 milyon tona ulaşması bekleniyor.

Sonuç olarak tekstilde geri dönüşüm, döngüsel ekonominin olmazsa olmazıdır.  Doğal kaynakların korunması, atık miktarının azaltılması, enerji tasarrufu ve ekonomik faydalar sağlamak hem çevresel hem de ekonomik sürdürülebilirliğe atkı sağlayacaktır. Tekstil sektöründe geri dönüşümün etkin bir şekilde uygulanabilmesi için, hükümetlerin, işletmelerin ve tüketicilerin işbirliği içinde hareket etmesi gerekmektedir. Bu dönüşüm, sadece sektörü değil, tüm dünyayı daha sürdürülebilir bir geleceğe taşımak adına kritik bir adımdır.
 

Yazarın Diğer Yazıları

Çerez Bildirimi

Sitemizde, daha yüksek bir kullanıcı deneyimi sunmak ve deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla, Gizlilik Politikası, Çerez Politikası ve KVKK Aydınlatma Metni sayfalarında belirtilen maddelerle sınırlı olmak üzere ve ilgili yasal düzenlemeler çerçevesinde çerezler kullanıyoruz.