Deprem felaketinin üzerinden yaklaşık iki ay geçti. Birkaç gün önce YÖK karar aldı ve 3 Nisan itibarıyla üniversiteler açıldı. Tamamen yüz yüze eğitim değil! Hibrit eğitim modeline geçildi. Devam şartı aranmadan isteyen genç okuluna devam edebilecek.
Hibrit eğitim geleneksel öğretim yöntemleriyle dijital teknolojilerin bir araya getirilmesiyle ortaya çıkan bir eğitim modelidir. Öğrencilerin bir kısmı yüz yüze sınıfta eğitim alırken, diğerleri ise aynı sınıftaki diğer öğrencilerle aynı materyalleri uzaktan eğitim yoluyla alırlar.
Uzaktan eğitime geçildiğinde “uzaktan eğitim(siz) bir dönem daha” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Orada da ifade ettim. Tekrar altını çiziyorum, ne olur kendimizi kandırmayalım! Uzaktan eğitim modelinden verim alınmadığı ortada. Yetmezmiş gibi, bu seferde ülkedeki tüm üniversiteli gençleri kapsayacak şekilde hibrit eğitime geçmek iyi bir çözüm modeli mi? Bir değil, iki kere düşünmek gerekli…
Tüm üniversitelerde yüz yüze eğitime geçilmelidir.
Yüz yüze eğitim öğrenciler için ne kadar önemli?
Yüz yüze eğitim, öğrencilerin öğretmenleri ve sınıf arkadaşlarıyla doğrudan etkileşim kurabilecekleri bir ortam sağlar. Bu, öğrencilerin birbirleriyle tartışmalarına, öğretmenlerine sorular sormalarına ve geribildirim alarak öğrenmelerine olanak tanır.
Öğrencilerin derslere daha fazla motivasyonla katılmalarına yardımcı olur. Sınıf arkadaşları ve öğretmenleriyle birlikte öğrenme, öğrencilerin derslere daha fazla katılım göstermelerine ve daha fazla öğrenme isteği duymalarına neden olabilir.
Kişisel gelişimlerine de katkıda bulunabilir. Bu eğitim modeli, öğrencilerin sosyal becerilerini geliştirmelerine, işbirliği yapmalarına, liderlik ve iletişim becerilerini öğrenmelerine yardımcı olabilir. Birbirlerinin fikirlerini dinlemelerine olanak tanır. Bu, öğrencilerin birbirlerine karşı empati kurmalarını ve birlikte çalışmalarını kolaylaştırır.
Yüz yüze eğitim, öğrencilerin öğrenme kalitesini artırabilir. Sınıf içi etkileşim, öğrencilerin konuları daha iyi anlamalarına ve daha kalıcı bir şekilde öğrenmelerine yardımcı olabilir.
Disiplinli bir şekilde öğrenmelerine yardımcı olabilir. Sınıf içi etkileşim, öğrencilerin derse daha fazla odaklanmalarını ve dersleri takip etmelerini sağlayabilir.
Son olarak, öncesinde pandemi ve şimdide 6 Şubat sabahı yaşanan felaket neticesinde eğitimin, bilimin hayatımızda ne denli önemli olduğunu görüyor ve son derece yoğun şekilde hissediyoruz.
Üniversiteli gençler, hafta içi okulda olması gereken zamanlarda alış veriş merkezlerinde, kafelerde olmamalı…
Sokaklarda, caddelerde, parklarda olmamalı…
Bu ülkenin geleceği gençlerimiz çok kıymetli ve eğitim hayatlarının her dakikası ihmale gelmeyecek kadar çok önemli…
Sağlıkla kalın.