İnternet ve sosyal medya mecralarının hayatımıza girmesiyle yepyeni bir dil ile tanıştık. Bu dil bir hayli karmaşık, anlamak için eğitim şart! Sanal dünyada iletişim artık günlük hayatımızın rutinlerinden oldu.
Hayatımızda senli benli olduğumuz teknolojinin, gizliden ama etkili bir şekilde nüfuz ettiği alanlardan biri dilimiz. Son yıllarda duyguların, olayların, düşüncelerin farklı sesler ve yapılarla ifade edilişine şahit oluyoruz. Yazı dilinde semboller, kısaltmalar, yabancı kelimeler gözlerimizin önünde sıralanır oldu. Elbette yazı diliyle günlük konuşma dili farklılık gösterebilir. Esas mesele, internet ortamında kullanılan yazı dilinde, eksik sözcüklerin çok rağbet görmesidir.
Sesli harfler aradan atılarak sözcükler kısaltılmış, anlaşılması güç hale gelmiştir. Bn, smpktk, brz, cnm, nbr, npyn, tşk gibi… Bu arada (LoL) sesli güldüm demekmiş. Henüz bilmeyenleriniz benim gibi şifre zannetmesin. Anlık keyif halimiz için öyle uzun cümleye gerek yok. Lskgjksfda gibi rastgele- sayısı size kalmış- anlamsız harfleri yan yana sıralamanız yeterli. Hatta birkaç harfi yana yana getirmesek de olur. Bir emoji eklense, yeter. Gerek dünyada gerekse Türkiye’de her beş kişiden dördü sanal ortamda emojilere yer veriyor. Bu oran oldukça dikkate değer.
Günümüzde zaman mekan kavramı olmaksızın sosyal paylaşım sitelerinde kullanıcılar aktif bir şekilde ses, görüntü, veri paylaşımı yapmakta, diğer kullanıcılarla hızlı bir şekilde etkileşim oluşturmaktadır. Paylaşımlara yapılan yorumlar, işaretler ve beğeniler yeniden başkalarıyla paylaşılması yeni dilin ifade şekillerinden biri. Üstelik yapılan paylaşımlarla ilgili anlık değerlendirmeler ve ödül mekanizması bu dili konuşanları daha da motive ediyor.
Şöyle arkanıza manzarayı alıp hiç selfie (kendi fotonuzu) çektiniz mi? İngilizce self’ten türetilen bir kelime. TDK 2014 yılında ‘öz çekim’ olarak sözlüklere dahil etti. Demem o ki, kelime dilimize yabancı...
İngilizce klavye kullanmayanın demode olarak değerlendirildiği günümüz toplumunda “likelamak”, “stolk”, “troll”, “hashtag” gibi bu teknolojiyle doğmamış kuşağın bilmediği dil bunlar. Dolayısıyla uygulamaların hayatımıza getirdiği yeni terimler ve kelimeler, uygulamaları kullananlar ile kullanmayanlar arasına mesafeler getirmektedir.
Teknoloji bir anlamda bilimin uygulamalı sanat halidir. İnsan hayatını kolaylaştırmak, düzene koymak ve daha anlamlı kılmak noktasında gereklidir ve vazgeçilmezdir. Ne yazıktır ki teknoloji alanındaki bu hızlı değişim dönüşümün olumsuz taraflarıyla karşılaşmak mümkün. Tıpkı teknolojik gelişmeye paralel dilimizin sanal dünyada hatırı sayılır değişikliğe maruz kalması gibi…
Teknolojinin hayatımıza hızlı giriş yapmasıyla internet ve sosyal medya küresel anlamda günümüz toplumlarını geniş ölçekte etkilemektedir. TÜİK 2022 yılı verilerine göre, internet kullanan bireylerin oranı ise yüzde 85’e ulaşmış durumda. Bireylerin en fazla kullandıkları sosyal medya sıralamasında ilk sırada yüzde 82 ile whatsApp, yüzde 67,2 ile YouTube ikinci, yüzde 57,6 ile de Instagram üçüncü sırada yer almaktadır.
We Are Social 2022 raporunda ise Türkiye’de insanların mobil cihazlarda bir gün içerisinde geçirdiği sürenin 4 saat 24 dakika, sosyal medyada geçirilen sürenin ise 2 saat 59 dakika olarak belirtilmektedir.
Sonuçlarda görüldüğü üzere bireyler en çok WhatsApp uygulamasında vakit geçiriyor. Görüşmelerini, mesajlaşmalarını bu kanaldan yapıyor.
Her teknolojinin kendi terminolojisini getirdiğini biliyoruz. Fakat bu teknolojiyi üreten ülkelerin teknolojiyi kullanan ülkelerde dil üzerine etkisini göz ardı etmek mümkün değildir. Bu teknolojiyi üretmeyen sadece tüketici konumunda olan ülkelerin bu araçlara ve yaydığı dile direnme gibi bir seçeneği yoktur.
Bu manada bilinçli bireyler, toplumlar yetiştirilmesi gereklidir. Bu bireylerin yetişmesi, ebeveynler, öğretim kurumları, eğitimciler, basın yayın organları, devlet kurumlarının sorumluluğundadır. Doğru Türkçe kullanımı konusunda toplum çaba sarfetmelidir. Dilimizin doğru kullanılmamasından kaynaklı aksaklık, iletişimsizlik, karmaşa gelecek nesillere bilgi ve kültür aktarımında önemli sorunlar teşkil eder. Dil toplumsal kimliğin ifade aracıdır. Dolayısıyla geleceğe aktarılırken en doğru ve doğal haliyle kullanılmalıdır. Ayrıca sosyal medya dilinin zamanla sokağa indiğini görmek de-üzücü- son zamanlarda sıklıkla karşılaşılan durumlardan.
Her alanda sürdürülebilirliği konuşuyoruz. Peki dilimiz için sürdürebilirliği ne kadar konuşuyoruz? En çok bunu konuşmalıyız.
Sağlıkla kalın…