31 Temmuz’da ÖSYM tarafından 81 il ve Lefkoşe dahil 104 sınav merkezinde Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) sınavı yapıldı. Akabinde bu sınavla ilgili KPSS’de adaylara sorulan 20 sorunun birebir aynısının daha önce bir yayınevinin deneme sınav kitapçığında yer aldığı ve aynı dershanede eğitim gören öğrencilerden 21’inin cevaplarının aynı olduğu iddiaları gündeme geldi.
Bu iddialar üzerine ÖSYM başkanı görevden alındı, Devlet Denetleme Kurumu inceleme başlattı ve soruşturma açıldı.
KPSS sınavına dair ilk açıklama ÖSYM’den geldi. Sosyal medyadaki iddiaların asılsız olduğu açıklamasında bulundu. Lakin ÖSYM’nin bu açıklaması havada kaldı. Gerçek başkaydı…
4 Ağustos günü, ÖSYM’nin çiçeği burnunda başkanı Ersoy sınavın iptal edildiğini ve yeni KPSS takvimi için 17 Eylül’ü işaret etti. Ayrıca adayların gireceği yeni sınavda herhangi bir ilave ücret talep edilmeyeceğini duyurdu.
İnsanın tam ‘bir bilmece gibisin, çözemedim ben seni’ şarkısını söyleyesi gelecekken, KPSS kopya soru iddialarının detayları biraz daha netlik kazanmaya başladı.
Devlet Denetleme Kurumunun yaptığı incelemeler sonucunda 3 sorunun birebir aynı, 10 sorunun ise benzer olduğu ortaya çıktı.
Kaç soru olduğu hiç fark etmez, sonuçta özel bir kurumun yayınladığı soruların aynısı devlete memur alımı için yapılan son derece önemli bir sınav kitapçığına birebir basılmış mı? Evet basılmış. Sınavın kendisi baştan sona ciddiyetten uzak ve denetim eksikliği örneği teşkil etmektedir.
Normal şartlarda geniş kitleleri ilgilendiren bu tür sınavlar da soruların hazırlanması kapalı devre bir sistem içerisinde gerçekleşiyor. Soruları hazırlayan ekip yüksek güvenlikli kampa giriyor. Sınav tamamlanıncaya kadar dış dünya ile ilişkileri kesiliyor ve binadan çıkmıyorlar. Aileleriyle dahi görüşemiyorlar. Biz vatandaş olarak böyle işittik, böyle biliriz…
Bu sınava yönelik şaşırtıcı iddialardan birisi de matbaada çalışan bazı kişilerin giriş çıkış yaptığıdır. Ne kadar doğru bilinmez, fakat böyle bir şey olduysa bu durum için geçmiş olsun demekten başka kelime bulamadım. Umarım sadece asılsız iddiadan ibarettir. Çünkü, bu kadar köklü ve saygın bir kurumun böylesine iddialarla karşı karşıya kalması son derece üzüntü verici.
İşin bir diğer boyutu olarak, ortak sınavlarda yapılan haksızlık toplum vicdanında derin izler bırakıyor. Birey geleceğini ilgilendiren sınavlarda haksızlıkla karşı karşıya kaldığı vakit yaşamının her olumsuzluğuna sebep olarak görüyor.
Aynı zamanda KPSS ile ilgili ortaya atılan iddialarla ilgili akıllarda birçok soru işaretleri oluştu.
Bu sorular daha önce yayınevinin kitapçığında vardı da sorular oradan aynen alındı mı ya da soruyu hazırlayan kişi/kişiler hem özel kuruma hem de ÖSYM’ye soruları aynı anda mı verdi? gibi…
Görünen, bu ve benzeri soruların cevap bulması biraz zaman alacak. Cevaplara ulaşmak çok zor değil. ÖSYM kayıtlarına bakılıp bu soruları kimin ya da kimlerin hazırladığını, soru bankasına koyduğunu bulmak mümkün olsa gerek diye düşünenlerdenim.
Acaba Türkiye’deki eğitim sistemi dünyada en iyi eğitim sistemi olarak ifade edilen Finlandiya’daki gibi olsa bu sınavlara gerek kalır mıydı? Sınavlara gerek kalmasa bu tür sıkıntılar da olmazdı belki… Bu başlık başka yazı konusu olarak şimdilik burada dursun.
Kabul edelim! İlkokuldan bu yana emek vererek gelen gençlerin devlet memurluğu için girdiği KPSS sınavı zaten yeterince zor bir süreç.
Dileğimiz, ÖSYM’nin bundan sonraki sınav süreçlerinin sağlıklı ilerlemesi adına gerekli önlemleri alması, soru havuzlarının gerekirse tekrar tekrar gözden geçirilmesi, soru havuzunun ehil eller tarafından güncellenerek sınavların hak edenin kazandığı sınavlar statüsüne geri dönmesidir.
Tüm sınavlarda bileğinin hakkıyla çalışıp kazanan evlatlarımızı tebrik ediyorum.
Şimdilik sağlıcakla kalın…