• Haberler
  • Gündem
  • Yeniden şekillenen küresel sistemde Türkiye hak ettiği yeri mutlaka alacaktır

Yeniden şekillenen küresel sistemde Türkiye hak ettiği yeri mutlaka alacaktır

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı'nın ardından yaptığı açıklamada, 'Türkiye çok kutuplu dünyada bir kutup başı olarak ağırlığını daha fazla hissettirmektedir. Yeniden şekillenen küresel sistemde Türkiye inşallah hak ettiği yeri bu sefer mutlaka alacaktır' dedi.

Kahramanmaraş, 16 Nisan 2025-

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.

Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Büyüyen ve güçlenen Türkiye gerçeğine bölgemizdeki gelişmeler başta olmak üzere birçok alanda şahit olmaya başladık. 11-13 Nisan tarihlerinde düzenlenen 4. Antalya Diplomasi Forumu, Türk dış politikasının gücünü görmemiz açısından yeni bir fırsat teşkil etti. Ayrışan dünyada diplomasiyi sahiplenmek temasıyla tertiplenen foruma 21’i devlet ve hûkümet başkanı düzeyinde olmak üzere toplam 155 ülkeden 6 bini aşkın katılımcı iştirak etti. Forum süresince gerçekleştirilen 50 oturumda eğitimin dönüştürücü gücünden iklim krizine, yükselen korumacılık dalgasından çok kutupluluğa pek çok konu yetkin isimler tarafından ele alındı.

Gazze ve Suriye’ye dair oturumlar ülkemizin zulüm karşısındaki vicdanlı duruşunun sergilenmesi noktasında fevkalade önemliydi. Biz de açılış hitabımızda Türkiye’nin Suriye ve Gazze başta olmak üzere bölgesel meselelere dair net tavrını ortaya koyduk. İnsanlığın beşten büyük olduğunun altını bir kez daha çizdik. Filistin halkının yanında olduğumuzu tüm dünyaya ilan ettik. Suriye’deki çıkarlarımızı koruma noktasında tereddüt göstermeyeceğimizi tekrar teyit ettik.

Türkiye, çok kutuplu dünyada bir kutup başı olarak ağırlığını daha fazla hissettirmektedir

Sabırla, soğukkanlılıkla ve stratejik akılla, mücehhez biz bakış açısıyla dış politikadaki hedeflerimizi gerçeğe dönüştürmenin mücadelesini veriyoruz. Muhalefet, yolsuzluk soruşturmalarının üstünü örtmek için Batı’ya ve Batılı medya kuruluşlarına yalvarırken, biz Türkiye’nin itibarını küresel ölçekte artırmaya çalışıyoruz. Mandacılık hastalığından kendini kurtaramayan Ana Muhalefetin bizim bu ufkumuzu, bizim vizyonumuzu, bizim diklenmeden dik duruşumuzu, Türkiye’yi 23 yılda nereden nereye getirdiğimizi anlaması zaten mümkün değildir.  Onlar bırakın dünyayı okumayı, burunlarının dibini bile görmekten acizler. Ülkemizde son 23 yılda nasıl büyük bir değişim yaşandığını kavrayacak, böyle bir donanıma, bilgiye, kavrayışa da sahip değiller. Batı karşısında mahcup ve mağlup, kendi devletine karşı mağrur ve müfsit bir karakterle adeta zihnen meflûç olmuş durumdalar.

Muhalefet görmese de şu gerçeği herkes görüyor ve kabul ediyor: Türkiye çok kutuplu dünyada bir kutup başı olarak ağırlığını daha fazla hissettirmektedir. Yeniden şekillenen küresel sistemde Türkiye inşallah hak ettiği yeri bu sefer mutlaka alacaktır.  Milletimin ve tüm dünyanın şunu da bilmesini isterim: Türkiye her halükarda sulhu sükûnun tarafındadır. Türkiye her komşusunun, her dostunun, her kardeşinin kendisinden emin olduğu bir ülkedir, böyle bir devlettir. Ama aynı zamanda Türkiye sınırları zorlanacak, dostluğu veya düşmanlığı test edilecek bir ülke de değildir.

Kimse kışkırtmalar karşısındaki serinkanlı tavrımızı zafiyet olarak algılamamalıdır

Biz istiklal ve istikbalimiz uğurunda gerekirse baş veririz, ama asla zalime baş eğmeyiz. Kimse hatalı hesap yapmamalı, kışkırtmalar karşısındaki serinkanlı tavrımızı asla bir zafiyet olarak algılamamalıdır. Özellikle Suriye konusunda kimi aktörler Türkiye’nin sabır taşının direncini sınamak yerine, dostluğunun kıymetini bilmeli, buna göre söylemlerini ve politikalarını ayarlamalı, örgüt gibi değil, devlet gibi hareket etmelidir.

Suriye’nin kalıcı huzura ve istikrara kavuşmasına kim engel olursa açık söylüyorum, karşısında Suriye hükûmetiyle birlikte bizi de bulacaktır. Terör koridoruyla Suriye’nin parçalanmasına nasıl müsaade etmediysek, başka koridorlarla bu ülkenin bölünmesine de aynı şekilde izin vermeyiz.

Tekrar ediyorum, Suriye’de 8 Aralık öncesine geri dönüş diye bir ihtimal ortadan kalkmıştır. 8 Aralık devrimiyle birlikte bu ülkede artık yeni bir dönem başlamıştır. Suriye toparlandıkça istikrara ve huzura kavuştukça bunun kazananı tüm bölgemiz olacak, bölgedeki tüm halklar olacaktır. Türkiye bu yeni sürecin başarıya ulaşması için elinden geleni yapacaktır.

Gazze’de de kardeşlerimizin özyurtlarında güvenli, huzurlu ve özgürce yaşamaları için kendilerine gereken her türlü desteği vermeye devam edeceğiz.

Arz güvenliliğini sağlamak üzere tarım ve orman bakanlığımız gerekli adımları atmaktadır

Tarım ve Orman Bakanlığımız ilk günden beri süreci yakından takip etti, fakat ülkenin başına gelen her felaketi fırsata dönüştürmek isteyen habis zihniyet burada da boş durmadı. Hasar tespit çalışmaları henüz tamamlanmadan millete korku salma adına her türlü manipülasyona başvurdular. Gıda arz güvenliğimizin tehlikede olduğundan tutun da, yurt dışına bağımlı olacağımıza, bütün bunlara kadar bir sürü tezviratı ortalığa boca ettiler. Tarım Bakanlığımız dün yaptığı açıklamayla karşı karşıya olduğumuz ilk tabloyu ortaya koydu. Buna göre bazı hususları tekrar açıklığa kavuşturmakta fayda görüyorum.

Aziz milletim; başta hububat, baklagiller ve yağlı tohumlar olmak üzere stratejik öneme sahip tarım ürünlerinde yurt içi gıda arzını olumsuz yönde etkileyecek bir risk elhamdülillah yok. Lakin eksi 17 dereceye düşen sıcaklıklardan dolayı belli bölgelerde bazı meyve çeşitlerinde sıkıntı söz konusu. İlk tespitlerimiz kayısı, üzüm, elma, şeftali, nektarin gibi meyve gruplarında farklı derecelerde hasar meydana geldiğine işaret ediyor. Hasar tespit çalışmalarımızın tamamlanmasını müteakip durum daha net ortaya çıkacaktır. Üretimin devamlılığını ve arz güvenliliğini sağlamak üzere Tarım ve Orman Bakanlığımız gerekli adımları atmaktadır. Bu olay bizlere TARSİM’in önemini tekrar hatırlatmıştır. Don, sel, kuraklık gibi durumlardan etkilenmemek için prim bedelinin yüzde 70’i kadarının devletimizce ödendiği tarım sigortasının yaptırılması ve çiftçi kayıt sistemine kayıt olunması büyük önem taşıyor. TARSİM uygulamasının başladığı 2006’dan bugüne kadar üreticilerimize 38,5 milyar lira prim desteği ve 33,5 milyar lira hasar tazminatı ödedik. Çiftçilerimizden de bu konuda azami hassasiyet bekliyoruz.

Bugünkü Kabine Toplantımızda üreticilerimizin zararını tazmin konusunda neler yapabiliriz bunu enine, boyuna değerlendirdik. Çiftçi kayıt sistemine kayıtlı ve zirai don sigortası olmayan çiftçilerimizin zarar gören mahsullerinin üretimi için yaptıkları harcamalarının hasar oranına göre karşılanması için Tarım Bakanlığımız çalışmalarına başladı. Tarım Bakanımıza konuyu çiftçilerimizle yakın istişare hâlinde yürütmesi için gereken talimatları verdik. Şahsen biz de yapılan bu çalışmaları büyük bir hassasiyetle takip edeceğiz. Üreticilerimize tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Hükûmetimizin tüm imkânlarıyla, tüm kapasitesiyle bu zor günlerinde çiftçilerimizin, üreticilerimizin yanında olduğunun bilinmesini istiyorum.

Aziz milletim, kıymetli arkadaşlar; milletçe dayanışmamızı perçinlediğimiz, muhabbetimizi güçlendirdiğimiz, birlik ve beraberliğimizi büyüttüğümüz bir bayramı daha geride bıraktık. Tek bir canımızı dahi trafik kazasında kaybetmeyelim diye 28 Mart - 6 Nisan tarihleri arasında trafik güvenliğimizi en üst seviyede tuttuk. 69 bin polis ve jandarma personelimiz ülkemizin dört bir yanında görev başındaydılar. Trafik kazaları ve can kayıplarının önüne geçmek için bayramlarını görev başında geçiren bu kardeşlerimin her birine teşekkür ediyorum.

Trafik magandalarına karşı daha caydırıcı tedbirler uygulanmasını sağlayacağız

Yakın zamana kadar trafik güvenliğini tehdit eden ve milletimizin tepkisine yol açan ihlallerin başında kanunsuz çakar kullanımı geliyordu. Cezaların artmasıyla illegal çakar kullanım oranı yüzde 80 oranında düştü. Bunu sıfırlayana kadar denetimlerimizi sürdüreceğiz. Trafikte kural ihlallerinin caydırıcılığının güçlendirilmesi, böylece trafik güvenliğinin temini amacıyla İçişleri Bakanlığı’mız bir çalışma yürütüyor. Milletimizden gelen şikâyetlere özellikle kulak verilerek hazırlanmakta olan bu çalışmayı ilgili tüm taraflarla istişare ettikten sonra kamuoyumuzun ve Meclis’imizin takdirine sunacağız. Böylece trafik magandaları başta olmak üzere halkımızın güvenliğini tehdit edenlere karşı daha caydırıcı tedbirler uygulanmasını sağlayacağız.”

Bakmadan Geçme

Gazetecin - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!