Ender Küçük

Bizim çocuklar 15 Temmuz

Ender Küçük

Halkın kahraman çocuklarıydı onlar. Tankın önüne korkmadan yatabilen ve silahların kan kusan namlularının önüne bedenlerini siper eden, ellerinde hiçbir şey olmadan özgürlük için koşan, halkın çocuklarıydı onlar.

 

İngiltere'nin Kıbrıs Rum kesiminde darbe başarılı olur diye askerini adaya yığdığı, İŞİD militanlarının Suriye sınırımız boyunca konuşlandığı, PKK terör örgütünün sözde kurtarılmış bölgeleri ele geçireceği hain bir geceydi 15 TEMMUZ.

 

Eğer bugün Suriye sorunu habis bir ur haline gelmişse, bunun bir tek sebebi vardır; o dönem sınırlarda görev yapıp, hazırladıkları raporlarda Suriye'ye düzenlenecek her hangi bir operasyonda 50.000 (Elli bin) kayıp vereceğimizin bilgisini hazırlayan şahsiyetlerdir.

 

Sonra anlaşıldı ki; bu raporları hazırlayanlar darbenin kuklalarıydılar.

 

Bu darbeye kontrollü darbe diyenlere bir konuda hak veriyorum. Evet! Bu bir kontrollü darbeydi ve kontrol eden başta ABD VE AVRUPALI DEVLETLERDİ.

 

Akıl tutulması yaşayan bazı sözcülerin açıklamaları geçen dört yılın ardından, o gece şehit olan vatandaşlarımızın kemiklerini sızlattı.

 

Bugün arkalarında enkaz bırakan İngiltere'nin Müslüman çocukları, yurt dışında ağalar paşalar gibi bir yaşam sürseler de yaptıkları hainliğin bedelini elbet bir gün ödeyeceklerdir.

 

Geçen dört yıl boyunca FETÖ ile mücadele yapıldı. “Yalnız siyasi ayağına neden dokunulmadı?

 

Eleştirilerine sebebiyet veren bu sorunun cevabı aslında herkesin kendine küçücük bir iğne batırmasından ibaretti.

 

Örgütün tabanda değil ama tavanda her yere sızmış bir yapıya büründüğünden kimsenin haberi yokmuş gibi davranmalarının hiç bir haklı gerekçesi olamaz.

 

Eğer siyaseten bir operasyon olacaksa kimse kimseyi kollamasın.

 

Biz, Anadolu çocukları!

 

Bizler, solcusuyla, sağcısıyla

 

Kürt’ü -Türk’ü

 

Alevi’si -Sünni’si

 

Yüreklerini, sokakların kaldırımlarına çivilemiş; garbın alçaklığını sezebilmişti bu çocuklar!

 

Çanakkale ‘de olduğu gibi

 

Sakarya ‘da susuz kalan dedelerimiz gibi

 

Korkusuzuz!

 

Hani Nazım kalksa yerinden “Güzel GÜNLER ” diye bir başka şiir yazacaktır.

 

Üstat Necip Fazıl, bir başka şiirinde “Sakarya” şiirini tekrar kaleme alacaktır ama bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırılamayacaktır!

 

Artık bundan sonra; PENTEGON'DA hazırlanan, Kraliyet saraylarında olgunlaştırılan, içimizdeki hainlerin uygulayıcısı olduğu planlarla ülkemiz yönetilemeyecek!

 

Merhaba!

 

Güneşin doğduğu yer.

 

Merhaba!

 

Bu vatanın adı bilinmeyen kahramanları.

 

15 Temmuz'dan sonra bu ülke derin bir nefes almıştır.

 

Bu nefesi bize aldıran kahramanlarımızın mekanları cennet olsun. O gece meydanları boş bırakmayan herkesin huzurunda saygıyla eğiliyorum.

 

Bir başka yazımda görüşmek üzere...

Yazarın Diğer Yazıları