Mehmet Şerif Çiçek

Tanzanya 2: Zanzibar!

Mehmet Şerif Çiçek

Tanzanyaya giderken kafamda Afrika şablonu olan çöl mü ile haritada yeşil görünen tropikal cennet mi algısının çelişkisiyle ayak bastığımda neyle karşılaşacağıma dair hiçbir fikrim yoktu fakat uyandırdığı heyecanın hakkını verdiğini kabul etmem gerekir. Çünkü gerçekten insanı tatmin eden rengârenk ve muhteşem bir dünya olduğunu gördüğünüzde heyecanınızın boşa olmadığını görüyorsunuz. Önceki yazımızda anakaradan söz etmiştik ama Tanzanya’nın bir de okyanus yani adalar kısmı var ki kelimeler hakikaten kifayetsiz kalıyor. Turkuaz renkli okyanus sularıyla çevrili, palmiye ağaçlarının zarif görüntüsüyle ve bembeyaz kumsallarıyla muhteşem yemyeşil tropikal adalar. Bunlardan Zanzibar, Pemba ve Mafia adaları en büyük yerleşimli olanlar. Tabi bunların haricinde irili ufaklı pek çok tropik adaya ev sahipliği yapıyor.  Zanzibar ise adaların en büyüğü ve en popüleri. Kendisine bağlı Pemba adasıyla birlikte aynı zamanda yarı özerk olan Zanzibar, 1.5 milyon civarı nüfusuyla Tanzanyanın en önemli parçalarından biri. Anakaradan Zanzibara deniz ve hava yoluyla ulaşım mümkün. Türkiyeden direk gelmek isteyenler için doğrudan uçuşlar mevcut. Anakaradan Zanzibara hava yoluyla gitmek isteyenler için de Darüsselamdaki Julius Nyrere Havalimanının iç hatlar terminalinden yaklaşık 20 dakika süren ve mini pırpırlı dolmuş uçaklarla yapılan seferler mevcut. İtiraf etmek gerekirse bu uçaklarla ilk uçtuğumda bana pek güvensiz gelmişti, yere tek parça inip inemeyeceğimizden emin değildim ama korkmayın her gün onlarca mini uçak inip kalkıyor. Deniz yoluyla ise hızlı feribotla 1,5 saat civarı süren bir yolculukla ulaşmak mümkün.

 

 

Zanzibar tarihiyle belki de tüm Afrika kıtasının en önemli noktalarından biri. Zira hem acı kölelik tarihinin, hem kültürel ve bereketli Afrika varlığının en önemli adreslerinden biridir.  Zanzibar adını Farsça zenci sahili manasına gelen Zengi (Zenci) ve Bar (sahil) kelimelerinin birleşiminden alıyor. Adanın en turistik ve de tarihi kısmı olan stone town Arap, Fars, Hint, Avrupa ve Afrika medeniyetlerinden izler taşıyor. Stone town’ın özellikle Umman sultanlığı döneminden kalan oldukça güzel mimarisi olan fakat ne yazık ki bakımsız fantastik binalarının arasında ve daracık sokaklarında kaybolmak insana oldukça keyif veriyor. Sokak aralarında miskin miskin pinekleyenler, telaşla bir yerlere yetişmeye çalışanlar, küçük dükkânlarda oldukça maharetli ellerden çıkmış el işi ürünler satanlar, bin bir çeşit baharat kokuları, sırnaşık paragöz turist avcıları, rengârenk yerli kıyafetli insanlar… Stone town’da görülecekler yerlere gelirsek, malumunuz dünyaca ünlü Queen grubunun süperstar solisti Freddie Mercury Zanzibarlı ve burada doğmuş. Ama doğduğu ev müze değil, otel yapılmış meraklısı gidip kalabilir.

 

 

Stone town’ın bir başka görülecek noktası kalenin hemen yanındaki Harikalar Evi  (House of Wonders veya Beit al Ajaib) denilen sultan sarayı. Adına bakarak çok olağanüstü beklentiye girmeyin zira zamanında Zanzibarın ilk elektrikle aydınlatılan ve ilk asansöre sahip binası olduğu için bu ismi almış. Günümüzde müze olarak kullanılıyor, bina aşırı bakımsız ve pejmürde durumda ne yazık ki. Hatta üst katlara çıktığımda ahşap kısımlarının yıkılacağından korktum. Hemen yanındaki kale ise sahile bakan dış surları iyi görünmesine rağmen yine bakımsız ve yer yer yıkılmış durumda, fakat kapısından geçip içine girince geniş bir avluyla karşılaşılan kısmı ayakta halen. Hediyelik eşya dükkânlarına ayrılmış küçük bir çarşı yapılmış burası. Hediye alacakların tabi ki iyi pazarlık yapmasını söylememe gerek yok sanırım.

 

 

Zanzibarda görülecek bir diğer nokta da Hapishane adası ve Kaplumbağa adası diye nam salan fakat aslında ismi Changu olan küçük bir adacık. Zanzibardan küçük tekneler kiralanarak gidiliyor. Adaya hapishane adası denilmesinin sebebi ne yazık ki zamanında kölelerin götürülecekleri yerlere gitmeden önce ki son durakları olması, gemilere doldurulup götürüldükleri yer burasıymış. Kölelerin tutulduğu basık tavanlı, havasız daracık hücreleri görünce insan neden diye sormadan edemiyor? Ada daha sonra bir müddet salgın hastalıklardan korunmak için tecrit amacıyla da kullanılmış. Günümüzde ise acı geçmişine ters orantılı muhteşem kumsalı ve içindeki kocaman ihtiyar kaplumbağalarıyla tam bir turist cenneti durumunda. Kaplumbağaların zamanında bir İngiliz idarecinin hediyesi olarak adaya getirildiği söyleniyor. En yaşlısı 190 küsur yaşında olan bu dev kaplumbağaları ellerinizle besleyebilir, onlarla fotoğraf çekip eğlenceli zaman geçirebilirsiniz.

 

 

Dünyanın en büyük baharat üreticilerinden biri olduğundan hareketle Zanzibarda bir aktivite daha var ki; ilk duyduğumda içimden, görülecek başka şey mi kalmadı, diye geçirip istemeye istemeye gittiğim, fakat gittiğime de çok memnun olduğum baharat bahçesi turu var. Gerçekten otla, bitkiyle, ağaçla ne işim olur demeyin çok ilginç ve şaşırtıcı bir deneyim yaşayacağınıza emin olun. Yerel rehberler aracılığıyla organize edebileceğiniz bu turda dünyada adını duyduğunuz, duymadığınız envai çeşit bitkileri ve baharatları deneyimleyebileceksiniz. Tropikal meyvelerin doğal yaşam alanı olduğu için mango, avokado, ananas, papaya, passion gibi her türlü meyve mevcut. Rehber sizi gezdirirken ağaçlara bitkilere yönlendirip tatmanızı, koklamanızı ve incelemenizi sağlıyor. Mesela siz hiç doğal ruj ve sabun gördünüz mü? Ruj bitkisi diye bir bitki gösterdiler bildiğiniz kıpkırmızı rujun ağaçta yetişen hali. Sabun bitkisini ise elimizde ezip sürdüğümüzde bildiğimiz sabun gibi köpürdüğünü görünce oldukça şaşırmıştım. Taze kakao bitkisinin tadına bakabilir, en harika parfümleri kıskandıracak kokulu lemon grassla kendinizden geçebilirsiniz. Turun sonunda bahçe sahiplerinin kendi üretimleri olan doğal ürünlerden satın almanızda mümkün. Gündüz aktivitelerinizi yapıp iyice yorulduktan sonra, akşam olmadan önce oldukça sakin ve boş olan Forodhani parkına giderseniz, günün geceye dönmesiyle birlikte nasıl canlanıp hareketleneceğine şahitlik edersiniz. Park geceleyin iğne atsan yere düşmez bir açık hava yemek alanına dönüşüyor. Binbir çeşit deniz ürünün yanında pek çok yerli ve yabancı yemek çeşidini burda bulabilirsiniz. Deniz ürünlerini ve Tanzanya usulü çöp şiş olan Mişkaki’yi şiddetle tavsiye ederim.

 

 

Zanzibar, tropikal cennet sıfatının hakkını sonuna kadar hakkeden ve bunu cömertçe sunan bir destinasyon. Dünya cennetiyle sefaletin iç içe olduğu egzotik ve rengârenk bir dünya.

 

Selamlar...

Yazarın Diğer Yazıları